Bugün sizlerle paylaştığımız en tutkulu şeylerin bir kısmı bu noktada ortaya çıktı. | TED | وقد أثمر ذلك حقاً في بعض الأجزاء الأكثر عاطفية لما تشاركناه معكم هنا، اليوم. |
Ve seninle paylaştığımız her şeyden daha özeldi. | Open Subtitles | وعميقاً للغاية عَن أيّ شيئ تشاركناه أنا وأنت على الإطلاق. |
Dostum, ne bomba bir şey paylaştık ama? | Open Subtitles | يا إلهي يا للأمر الذي تشاركناه |
90 gün. Beraber paylaştık. | Open Subtitles | 90يوما, هذا ما تشاركناه |
Bizlerin ve dünyadan birçok insanın paylaştığı bir hayalden. | Open Subtitles | الذي نحن والعديد من الأشخاص حول العالم، تشاركناه. |
25 yıldır paylaşılan bir gelenek. | Open Subtitles | و لقد أحبها على اي حال لذا فقد أصبحت تقليدا احد التقاليد الذي تشاركناه لمدة 25 عام |
Hey, dün gece yatakta paylaştığımız çikolata pek de fantezi değildi. | Open Subtitles | ذاك الـ"سنيكرز" الذي تشاركناه في السرير ليلة أمس لم يكن تخيّلاً |
Yaptığımız iyi şeyler, bulduğumuz arkadaşlar yol boyunca paylaştığımız sevgi. | Open Subtitles | الخير الذي فعلنا, الأصدقاء والحب الذي تشاركناه طول الوقت |
Sözde arkadaşlarımdan birini ona asılırken yakaladım ve artık bir zamanlar güzelce paylaştığımız domuz cenini gibi oldu. | Open Subtitles | امسكت بواحد ممن اسميهم اصدقاء يتقرب لها والان هي مثل الخنزير الصغير الذي يوما تشاركناه بكل سعادة |
Tek paylaştığımız şey bu değilmiş gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | ولكن يبدو أن هذا ليس كل ما تشاركناه |
Biz bunu paylaştık. | Open Subtitles | تشاركناه |
Görünüşe göre ikimizin de paylaştığı bir hayal. | Open Subtitles | الوهم الذي تشاركناه معا. |
Ne olursa olsun tarih o biz paylaşılan ima edildi, | Open Subtitles | أيا كان التاريخ الذي تشاركناه |