Harika. Şimdi ne olduğunu anladın, hadi daha da ilginç bir şey deneyelim. | TED | ممتاز. والآن بما أنك قد فهمت الفكرة الرئيسية دعنا نجرب خدعة أكثر تشويقاً |
"Doğru adamı bulamadım" demekten biraz daha ilginç. | Open Subtitles | ذلك أكثر تشويقاً من القول أنك لم تجدي الرجل المناسب |
Ama bu iki katlı okulun çatısında, çok daha ilginç bir hikâye çıktı. | Open Subtitles | ولكن تصاعدت قصة أكثر تشويقاً فوق هذه المدرسة ذات الطابقين. |
Şu an Hint sanatını izlemek için oldukça heyecanlı bir zaman. | TED | نعيش الآن أكثر اللحظات تشويقاً من خلال التعرف على فن التشكيل الهندي الحديث. |
Bu, insanoğlu üzerinde oluşmuş en heyecan verici tek maceradır. | TED | إن هذه هي المغامرة الأكثر تشويقاً التي قد خاضها الجنس البشري قط |
Hep, şimdikinden çok daha ilgi çekici bir hayatım olmasını hayal etmiştim. | Open Subtitles | لطالما تخيلت أن حياتي ستكون أكثر تشويقاً من هذا |
Ama hikayeyi okuyun, ilerledikçe ilginçleşiyor. | Open Subtitles | و لكن يمكنك متابعة القراءه فالقصه تزداد تشويقاً |
Evet, bu hayatı biraz daha ilginç kılıyor. | Open Subtitles | حسناً ، هذا بالتأكيد يجعل الحياه أكثر تشويقاً |
En iyi fotoğrafçıları, daha ilginç yazarları alalım. | Open Subtitles | نستخدم مصورين أكثر تميزاً، كتّاب أكثر تشويقاً |
Maçın izlemeyi daha ilginç kılıyor ve ve bahisler kapandı. | Open Subtitles | هذا يجعل مشاهدة المباراة أكثر تشويقاً وهذا ربح مضمون |
Birisi onunla vakit geçirmemi istediği zaman evde takılıp televizyon izlemekten daha ilginç bir şeyler planlaması iyi olur. | Open Subtitles | عندما يطلب من شابٌ أن أقضي الوقت معه يجدر به أن يخطط للقيام بأمر أكثر تشويقاً من الجلوس في المنزل ومشاهدة التلفاز |
Gülünç kaçırılma hikayeni gün ışığına çıkarmaya geldim ama şimdi ise çok daha ilginç bir hikayeye çarptım. | Open Subtitles | جئت اكتشف حقيقة قصة اختطافك المضحكه ولكن وجدت شيئ اكثر تشويقاً |
Biraz daha farklı bir şey. Fizik yasaları bize boşluğun düşündüğümüzden çok daha ilginç olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أنه مختلف، قوانين الفيزياء تقول لك أن حتي الفضاء الفارغ أكثر تشويقاً مما ظننت |
İkincisi daha ilginç. Hatta bir bilmece. | Open Subtitles | الرسالة الثانية أكثر تشويقاً بل إنه لغزٌ بالحقيقة |
Bu burada yıllardır meydana gelen en heyecanlı şey. | Open Subtitles | لم أعد هذا الرجل هذا أكثر الأمور التي حدثت هنا تشويقاً منذ أعوام |
Haklıymışsın. Bu cenaze maçtan çok daha heyecanlı. | Open Subtitles | عجباً، أنتِ محقة، هذه الجنازة أكثر تشويقاً من هذه المباراة. |
Tabii işaretleri yanlış okuyorsam ve... işler çok daha heyecanlı bir hale gelcekse o başka. | Open Subtitles | إلّا إنْ كنت أسيء فهم الإشارات والأمور على وشك أنْ تأخذ منحىً أكثر تشويقاً |
Bir nörolog olarak insan beyni ile ilgili bulduğum en heyecan verici şey deneyimlerin beynimizi değiştirdiği. | TED | كعالمة أعصاب، من الأشياء التي أجدها الأكثر تشويقاً عن الدماغ البشري هي أن تجاربنا تغير أدمغتنا. |
Ama en heyecan verici, zorlu ve anlamlı olanı, kendinizle kurmuş olduğunuz. | Open Subtitles | و لكن اكثر العلاقات تشويقاً, تحدياً و الأكثر اهمية من بين كل العلاقات.. هي العلاقة التي تحظى بها مع نفسك. |
Program sunucusu özel dilleri ve yalnız doğalarına rağmen matematikçilerin en ilgi çekici ve ilham verici yaratıklar olduğu tanımını yaptı. | Open Subtitles | وصف المذيع كيف أنه وجد على الرغم من لغتهم الباطنية وطبيعتهم الانغلاقية، علماء الرياضيات هم المخلوقات الأكثر تشويقاً وإلهاماً. |
Ama hikayeyi okuyun, ilerledikçe ilginçleşiyor. | Open Subtitles | و لكن يمكنك متابعة القراءه فالقصه تزداد تشويقاً |
Ve sonra bu biraz daha ilginçleşti | Open Subtitles | و عندها لجعل الأمور أكثر تشويقاً |