Birkaç gece önce yeğeni üzerinde yarattığını düşündüğü kötü izlenimi Düzeltmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول تصحيح الأمر حيال الإنطباع الذي تركه في مخيلة ابن أخيه قبل عدة ليال |
Yaptığı şeyi onaylamıyorum bu yüzden işleri Düzeltmeye çalışan insanları öldürmemi istediğinde bunu yapamam. | Open Subtitles | لا أوافق على ما يفعله يمكنني بالكاد أن آمر بقتل أي شخص يحاول تصحيح الأمر |
Düzeltmeye çalışıyorum. Bazı sıkıntılarla karşılaştım. | Open Subtitles | أحاول تصحيح الأمر لقد قابلتني مشكلة ما |
Hatanı düzeltmek isteyebilirsin belki. Eğer onu sen kurtaramazsan, kimse kurtaramaz. | Open Subtitles | ربما تود تصحيح الأمر إذا لم تتمكن أنت من إنقاذها، فلا احد قادر |
Sadece isleri düzeltmek istiyorum, ama nasil bilmiyorum. | Open Subtitles | ـ أريد فقط تصحيح الأمر ولا أعلم كيف |
Şimdi, Mark yanlışını Düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد كان يحاول تصحيح الأمر |
Düzeltmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول تصحيح الأمر |
Sadece yanlışımı Düzeltmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تصحيح الأمر ليس إلا |
Her şeyi öğrendiğimde düzeltmek istedim ama adalarım onu durduramadı. | Open Subtitles | ،عندما... عندما اكتشفت ذلك ،توجب علي تصحيح الأمر |
- Aramızı düzeltmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد تصحيح الأمر ؟ |
Biliyorum. Bunu düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد تصحيح الأمر. |
Bu işi kendin düzeltmek zorundasın. | Open Subtitles | عليك تصحيح الأمر بنفسك. |