İçinde buradaki felâketi görmeyen bir parçan olmadığına inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث. |
İçindeki bir parçanın olsun bu olaydaki trajediyi görmediğine inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث. |
Anna'yı durdurmak için tek şansımızın Eli Cohn gibi bir adama katılmak olduğuna inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ أنّ سبيلنا الوحيدُ لردعِ (آنا) هو الانضمامُ لشخصٍ مثل (إيلاي كوهين). |
Buna inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ ذلك. |