Ya da bu çıkar çatışması tişörtlerini ütüleme tarzlarını sevmenden mi kaynaklanıyor? | Open Subtitles | أم أن هذا تضارب مصالح. لأنك تحب الطريقة التي يكوون بها قمصانك. |
Eğer insanlar müdürün bir öğretmen ile çıktığını öğrenirlerse, bunu çıkar çatışması olarak görebilirler. | Open Subtitles | أن الناظر على علاقة بمعلّمة، قد يعتبرون ذلك تضارب مصالح. |
Ne yazıkki, bu çıkar çatışması olarak biliniyordu | Open Subtitles | ولسوء الحظ , هذا يعرف بتضارب المصالح تضارب مصالح غير معلنة |
Kitapevi hakkında yazsan, çıkar çatışması olur mu? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن هناك تضارب مصالح إذا كتبت عن المتجر؟ |
Birçok çıkar çatışmam mevcut. | Open Subtitles | لدي عدة تضارب مصالح هنا |
Finansla ilgili çıkar çatışması, tek çıkar çatışması. | Open Subtitles | التي تقدّم اﻹرشادات الغذائيّة. تضارب المصالح الماليّة هو تضارب مصالح واحد فحسب. |
Burada bir çıkar çatışması var. | Open Subtitles | رئيس الولايات المتحدة الامريكية انه تضارب مصالح |
Hayır, burada çocuk ve annesi arasında çıkar çatışması var. | Open Subtitles | لا، وهذا يتضمّنُ تضارب مصالح بين أمّ وطفلها |
Şimdi, bir şey söylemeden önce... ..bunun bir çıkar çatışması olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | الآن، قبل أنْ تقول أي شيء، أعلم أنّه كان تضارب مصالح. |
Belki Kent davasının çıkar çatışması olacağını düşündü. | Open Subtitles | ربما أعتبر قضية كينت تضارب مصالح |
Onunla yattığı için çıkar çatışması olacağını söyledi. | Open Subtitles | تَقُولُ هناك a تضارب مصالح الآن، لأن شَدّتْه. |
Onlar akraba. Bu çıkar çatışması değil mi? | Open Subtitles | إنهم أقرباء , هل هذا ليس تضارب مصالح ؟ |
Evlerinde bir çıkar çatışması yaratmak bizim için avantaj olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ارتأيتُ بأنه سيكون من مصلحتنا خلق تضارب مصالح في أسرتها! |
çıkar çatışması yoktur, Sayın Hakim. | Open Subtitles | ليس هناك تضارب مصالح حضرة القاضية |
Her halükârda, bu kararımda devam edeceğim, ortada bir çıkar çatışması mevcut. | Open Subtitles | على أية حال أَستمرُّ هذا القرارِ، عِنْدي a تضارب مصالح. |
çıkar çatışması olmadıkça sanmam. | Open Subtitles | ليس إن لم يكن هناك تضارب مصالح |
Tabi ki de hayır, ama burada bir çıkar çatışması var. | Open Subtitles | بالطبع لا ولكن هناك تضارب مصالح هنا |
Ama sizin kendi evinizde de çok açık bir çıkar çatışması var. | Open Subtitles | لكن لديك تضارب مصالح في عقر دارك |
Hayır, benim çıkar çatışmam var. | Open Subtitles | لا، أنا عِندي تضارب مصالح |
Bu durum sizin için bir çelişki yaratıyorsa... - ...belki de başka bir karakola gitmeliyim. | Open Subtitles | إذا هو تضارب مصالح معك، ربّما يجب أن أذهب إلى منطقة أخرى |