"تضطرين" - Traduction Arabe en Turc

• zorundasın
• böylece masa
• zorunda kalmayacaksın
• zorunda kalmazsın
• zorunda kalacaksın

Tutmak zorundasın çünkü bunu yapıyoruz.
سوف تضطرين للإنتظار لأن هذا يحصل يا عزيزتي هذا الأمر يحصل

Kardan adama göğüs ekleyecek başka birini bulmak zorundasın çünkü kız arkadaşımdan nefret eden insanlarla birlikte olamam.
حسنًا، سوف تضطرين للعثور على شخص آخر ليشوه رجل الجليد لأني لا أستطيع التواجد مع أشخاص يكرهون حبيبتي

Sonra da, yüzünü ört de birileri yatsın seninle böylece masa silmezsin.
غطي وجهك، لعل أحد ما يرض بمعاشرتك ولا تضطرين للتنظيف

Artık amcanla uğraşmak zorunda kalmayacaksın.
لن تضطرين أبداً للتعامل مع عمّكِ مجدداً.

Mini Cooper'ım. Böylece bana bir tane almak zorunda kalmayacaksın.
سيارة الكوبر حتى لا تضطرين لشرائها لى

Bu kayıt defterini bir göz atsana. Belki de özür dilemek zorunda kalmazsın.
ألقِ نظرة على سجل المكالمات ربما لن تضطرين لفعل ذلك

Bir noktada veteriner hekim olarak bunu yapmak zorunda kalacaksın.
بصفتكِ طبيبة بيطرية، سوف تضطرين لإجراء هذه العملية يوماً ما.

- Bunu kesmezsen gitmek zorundasın.
إذا لم تتوقفي سوف تضطرين للمغادرة

- Bırakmak zorundasın.
- سوف تضطرين لذلك.

- Bu gece burada kalmak zorundasın. - Ne?
سوف تضطرين للمبيت هنا - ماذا؟

Sanırım bir daha George'u annesine anlatmak zorunda kalmayacaksın.
أعتقد أنكِ لن تضطرين أبداً لشرح (جورج) لوالدتهِ.

- Böylece tanıklık etmek zorunda kalmayacaksın.
ـ حتى لا تضطرين للشهادة.

- Bir daha çalışmak zorunda kalmayacaksın.
-لن تضطرين للعمل مرة أخرى.

Çok fazla dolaşmak zorunda kalmazsın.
بهذه الحالة، لن تضطرين .للتحرك كثيرًا

Umarım asla öğrenmek zorunda kalmazsın.
آمل ألا تضطرين لمعرفة ذلك أبداً

- Anne, son çizgi film. Bu kadar çok TV izleme yoksa gözlük takmak zorunda kalacaksın.
لا تشاهدي التلفاز كثيراً او سوف تضطرين لترتدي النظارات

Maalesef ki, gelecekte de bu tür sorunlarla uğraşmak zorunda kalacaksın.
ولسوء الحظ سوف تضطرين للتعامل مع هذا مجددا في المستقبل