Evlatlık ailesine veya aracısına nasıl ve ne zaman uygulaması gerektiğini anlatmasını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتها ان عليها عرض الطريقة على الاباء بالتبني، أو على الاقل للسمسار، كيف و متى تطبيقه |
Amerikalı siyasi karikatürist Mark Fiore'nin hiciv uygulaması ABD'de sansürlenmişti. Birkaç Apple çalışanı uygulamanın bazı grupların gücüne gidebileceğini düşünmüş. | TED | رسام الكاريكاتير السياسي الأمريكي مارك فيوري أيضاً تعرض لمنع تطبيقه الهجائي الساخر في الولايات المتحدة لأن بعض العاملين في آبل كانوا قلقين من كونه يسيء لبعض المجموعات. |
İnsan uygulaması üzerinde bir karara varmalıdır. | Open Subtitles | الرجل يجب أن يقرر ما يجب عليه تطبيقه |
Eğer bu varlığın genetik şifresini çözebilirsem belki de onu kendi nörolojik yapıma nasıl uygulayacağımı anlayabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني أن أحدد كيفية تطبيقه لجهازي العصبي الخاص |
Koşarken bana bunu nasıl uygulayacağımı bulamadım. | Open Subtitles | ولا أستطيع فحسب تطبيقه علي وأنا أركض |
Davacı, FSIA'nın 1976 öncesi olaylara uygulanabileceğini yeter derecede ispatladı. | Open Subtitles | المدعي اثبت جيداً ان قانون سيادة الحصانة الاجنبية يمكن تطبيقه على الاحداث قبل عام 1976 |
Aynı çözümün sana da uygulanabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وتظن أن الحل يمكن أن تطبيقه عليك. |
Tanrım, sana Charlie'nin mobil uygulaması Yasak'ı sattığını söylemeyi unuttuk. | Open Subtitles | يا إلهي "لقد نسينا تماماً التحدث بشأن "تشارلي "بيع تطبيقه "ممنوع |
Gerizekalı dangalak Jian-Yang ve boktan uygulaması. | Open Subtitles | اللعين (جيان يانج) و تطبيقه السيء. |