| Yaptıkları onca şeyden sonra aleyhlerine bu şekilde konuşmak sence akıllıca mı? | Open Subtitles | هل تظنها من الحكمة أن تتحدث ضدّهم بعد كلّ الخير الذي فعلوه؟ |
| sence tatlı mı? Vay! Yani, bu tür şeyleri seviyorsan-- | Open Subtitles | هل تظنها جميلة ؟ أعني إن كنت تحبين هذه الأمور |
| Başaramayacağını düşündüğün şeyleri yapmanın en hızlı yolu etrafının bunu başarmış insanlarla çevrili olmasıdır. | TED | أسرع طريقة لتقوم بأشياء لا تظنها ممكنة، هي أن تحيط نفسك بأشخاص يقومون بها بالفعل. |
| Yani, seyrettiğin televizyonun, yediğin suşinin hatta giydiğin kimononun parası nereye gidiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | أتكلم عن التلفاز الذي تشاهده، السوشي الذي تأكله، حتى الكيمونو الذي ترتديه، أين تظنها تذهب تلك الأموال؟ |
| Kızın, filmi oradaki bağlantılarını kullanarak tek başına bulabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تظنها قادرة أن تحصل عليه بنفسها مستخدمة أسماء مصادرها هناك؟ |
| Nereye gidiyor dersin? | Open Subtitles | إلى أين تظنها تتجه؟ |
| Ama işin içinde Narkotik, FBI ve görev timi var. sandığın kadar kolay değil. | Open Subtitles | لكن هذه وزارة العدل و الفيدراليين و فرق العمل هذا ليس بالسهولة اللتي تظنها |
| Siz onların hangi sınıf insanlara hizmet verdiğini düşünüyorsunuz ki? | Open Subtitles | أى نوع من التجارة تظنها لديهم ؟ |
| - sence ona bundan bahsettiğinde nasıl bir cevap verecek? | Open Subtitles | - كيف تظنها ستستجيب؟ إذا ذهبت للبيت وأخبرتها عن الإتصال؟ |
| sence erkek arkadaşı olmasaydın fikrini sorar mıydı? | Open Subtitles | هل تظنها حقاً كانت ستقوم بسؤالكَ لو لم تكن صديقها الحميم ؟ |
| Eğer biriyle seks yapacağını ve bunun kesinlikle son defa olacağını bilseydin sence nasıl bir şey olurdu? | Open Subtitles | ان كنت ستمارس الجنس لآخر مرة مع أحدهم وكنت متاكدا من كونها آخر مرة كيف تظنها ستكون؟ |
| Eğer düşündüğün kadar gücüm varsa bunu gerçekten sınamak ister misin? | Open Subtitles | إذا كنتُ أملك تلكَ القوة التي تظنها هل تريدُ حقاً أن تجربها؟ |
| Ailen olduğunu düşündüğün ailen, gerçek ailene ulaşmanda bir basamaktır. | Open Subtitles | إن الأسرة التي تظنها كذلك، ما هي إلا أداة لصنع الأسرة الحقيقية. |
| Bu evde hiç kötü ruh olmamasının tesadüf olduğunu sanıyorsun galiba. | Open Subtitles | أظنك تظنها مصادفة أنه لم تتواجد أي روح شريرة في هذا المنزل. |
| Dostum Fred "Bud" Kelly'nin tanınmaması tesadüf mü sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظنها صدفه؟ لااحد يعرف اصول "فريد كيلى" |
| -Annesi diyet hapı kullandırtmaz. -Evet. Kızının bu haliyle mükemmel olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لن تعطيها أمها حبوب تخسيس إنها تظنها رائعة كما هي |
| Güzel çünkü FBI aslen insan ticareti yaptıklarını düşünüyor. | Open Subtitles | جيد، لأن الشرطة الفدرالية تظنها منظمة اتجار بالبشر |
| - Ne dersin? | Open Subtitles | هل تظنها فكرة راودتني ؟ |
| Ya hayatının kadını sandığın kişi o değilse? | Open Subtitles | ماذا لو كانت التي تظنها المنشودة ليست هي المنشودة |
| Bana mı ait olduğunu düşünüyorsunuz, Hazretleri? | Open Subtitles | هل تظنها أساليبي يا صاحب السماحة ؟ |
| - Sizce kendine bakamaz mï? | Open Subtitles | لا تظنها قادرة على الإعتناء بنفسها؟ |
| Fakat ben, sandığınız gibi küçük, uysal ve yardıma muhtaç bir kız değilim. | Open Subtitles | لكن الفتاة العاجزة العمياء التي تظنها أنا ليست كذلك |