"تظنيه" - Traduction Arabe en Turc

• düşündüğün
• düşünmeni
• Sandığın
• olduğunu düşünüyorsun
• mi düşünüyorsun
• sandığınız gibi

Kuşlardan korkuyorum ve benim hakkımda ne düşündüğün umurumda bile değil.
أنا أخاف من الطيور وأنا لا أهتم بما تظنيه بي

düşündüğün bu mu, ben yaşlı Rafiel'i haplar ve iksirlerle mi ayakta tutuyorum.
أهذا ما تظنيه ؟ اننى احافظ على العجوز رافائيل بتناول الأقراص و الأدوية ؟

Bilgisayar başındaki hiç kimse senin düşündüğün kadar iyi vakit geçirmiyor.
لا أحد على الكمبيوتر يحظى بقدر المرح الذي تظنيه

İşte bu, ışık azaltıcı düğme şirketlerinin senin düşünmeni istedikleri şey.
هذا ما يريده مفتاح الضوء المعتم أن تظنيه

Sandığın kadar kötü biri değil.
إنها في الواقع ليست بالسوء الذي تظنيه عنها

Hayır, öyle düşünmüyorsun. Onun yakışıklı, benimse maymun götüne benzer bir tipim olduğunu düşünüyorsun.
لا، تظنيه جميلاً وأنا لدي وجه مثل مؤخرة الغوريلا

Önemli olan senin ne düşündüğün... görmek istersen, büyükannen mutfakta yemek yapıyor.
. أياً ما تظنيه الأفضل جدتك فى الطبخ تُحضر الفطور . إذا ترغبي بروئيتها

Bence doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapsan iyi olur.
,اعتقد. يجب عليكِ بأن تفعلي ما تظنيه صحيحاً.

Ben olduğumu düşündüğün her şeyim. Bir sahtekar, hırsız, suçlu.
انا كل ما تظنيه بشأني محتال ..

Sözüm ona, İngilizce öğretmeni ile hani, şu harika olduğunu düşündüğün öğretmen öğrencilerden biri arasında bir şeyler varmış.
حسنا, لنفترض, أستاذ الانجليزيه-- تعلمين, الشخص الذي تظنيه رائعا? --

Ross bizimle takılmak istiyorsa belki de düşündüğün gibi biri değildir.
،لو (روس) يود التسكع معنا ربما هو ليس الشخص الذى تظنيه

O düşündüğün gibi biri değil.
انه ليس كما تظنيه.

Ve sadece senin düşündüğün sebepten değil.
وليس فقط للسبب الذي تظنيه

"düşündüğün gibi değil" lafı bir kız için...
ليس ما تظنيه هي شيفرة الفتيات

"Tam olarak düşündüğün gibi" anlamına gelir.
و تعني انها تماما ما تظنيه

Hayır, düşündüğün gibi değil.
لا,الامر ليس كما تظنيه

Telefon şirketinin aradığını düşünmeni istediği kişiyi gösterir.
بل تدل على ما تريدهُ شركة الهاتف أن تظنيه يتصل بكِ

Medya böyle düşünmeni istiyor.
ذلك ما تريده وسائل . الأعلام أن تظنيه

ama Tom Sandığın kişi değil, Mariel. Sandığı kişi de değil.
ولكن توم ليس ما تظنيه بأنه هو يا ماريل وربما هو نفسه لا يعتقد من هو بالضبط

"Söylediğim her şeyin yanlış olduğunu düşünüyorsun.
خارج ثوبك". ‏ ‎‏"كل شيء أقوله تظنيه خاطئاً".

O yüzüğün bu anlama geldiğini mi düşünüyorsun?
أهذا ما تظنيه عن ماهية خاتم الخطوبة؟

Şimdiye Michael'ın aklınızı yalanlarla doldurduğuna şüphem yok; lakin sandığınız gibi canavarın teki değilim.
وأعرف أن مايكل ملئ رأسك بالأكاذيب عني ولكن لست هذا الوحش الذي تظنيه