Buraya hepsinden daha değerli olan ama senin değersiz olduğunu düşündüğün şeyi bulmaya geldim. | Open Subtitles | وتبيّنت أيضًا أن ما تظنّه ذا أقل قيمة، هو أقيَم شيء. |
Bu vakayla ilgili, Foreman'la aramızda olduğunu düşündüğün hayali sorunla ilgili değil. | Open Subtitles | هذا يدور حول الحالة وليس حول أمر تخيّليّ تظنّه بيننا أنا و(فورمان) |
Bu adam, Sandığın kişi değil. Oceanic 815'in yolcularından biriydi. | Open Subtitles | هذا الرجل ليس من تظنّه كان راكباً برحلة (أوشيانك) 815 |
Ses tonundan bunu kötü bir şey olduğunu düşündüğünü anlıyorum. | Open Subtitles | أشعر في نبرةِ صوتكَ أنّك تظنّه أمراً سيئاً |
Deri yüzücü onu 24 saattir tutuyor. Ne kadar dayanabilir sence? | Open Subtitles | احتجزه السالخ لـ24 ساعة، إلى متى تظنّه يحتمل؟ |
Bütün o videoları anneme yollayan kim sanıyorsun? | Open Subtitles | مَن تظنّه يرسك كلّ تلكَ المقاطع المصوّرة إلى أمّنـا ؟ |
Karın bu hikâye hakkında ne düşünüyor? | Open Subtitles | ما الذي تظنّه زوجتك بشأنْ هذه القصة؟ |
Benim hakkımda ne düşündüğün zerre umurumda değil. | Open Subtitles | أتعلم ماذا، لا يهمّني ما تظنّه عنّي. |
Bu yüzden doğru veya yanlış olarak düşündüğün şeyler uçup gider. | Open Subtitles | وعند هذه المرحلة، مهما كان ما تظنّه خاطئًا أو صائبًا... لن يكون موجودًا |
Sadece doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | ينبغي لك أن تفعل ما تظنّه أنت صحيحاً. |
düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | ليس الأمر ما تظنّه |
Sandığın gibi büyük bir adam değildi. | Open Subtitles | لم يكن الرجل العظيم الذي كنت تظنّه |
Cevabı bilmiyorum, ama Whistler Sandığın gibi biri değil. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان صديقي الحميم ولكن (ويسلر) ليس من تظنّه |
Sandığın gibi değil, bütün ofis orada olacak. | Open Subtitles | اسمع. إن الأمر ليس كما تظنّه. حسناً! |
Kısa kesip ne istediğini ya da ne tür bir anlaşmaya varacağımızı düşündüğünü söylesene. | Open Subtitles | لمَ لا تختصر كلامك وتأتينا بمرادك، أو ما تظنّه سوف يحدث هنا، اتفقنا؟ |
O halde neden buranın kendi cehennemin olduğunu düşündüğünü söyledin? | Open Subtitles | إذًا لمَ قلت أنّك تظنّه دار عذابك الخاصّ؟ |
O halde neden buranın kendi cehennemin olduğunu düşündüğünü söyledin? | Open Subtitles | توثيق اليوميات أمر سخيف، خاصّة بفيديو. إذًا لمَ قلت أنّك تظنّه دار عذابك الخاصّ؟ |
sence en iyisi neyse onu yapmalısın. | Open Subtitles | ينبغي عليكَ القيام بما تظنّه الأفضل |
Hey, sence bu adamlara ne oldu? | Open Subtitles | قِف ما الذي تظنّه حدث لهؤلاء هنا؟ |
Bir çocuğun oyuncağını çalarak ne yaptığını sanıyorsun? | Open Subtitles | أنت، مالذي تظنّه أنّك تفعله بسرقتك لدمية الفتاة ؟ |
Uyuşturucu ve fahişelik mi? Sen beni ne sanıyorsun? | Open Subtitles | المُخدّرات والدعارة، أهذا ما تظنّه بي؟ |
Hiçbir fikrim yok. Ama her kim varsa Bonnie o kişinin Klaus'u öldürmemize yardım edeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | لستُ أدري، لكن أيّما يكن ما بالداخل، فإنّ (بوني) تظنّه سيساعدنا في قتل (كلاوس). |
Madem Self'i bulacağız, Skylla'yı nasıl elden çıkaracak? | Open Subtitles | إن كنّا سنظهر (سِلف)، فكيف تظنّه عزم على تنزيل (سيلا)؟ |