"تعالجه" - Traduction Arabe en Turc

    • tedavi
        
    • tedavisi
        
    • iyileştirmediği
        
    • iyileştiremeyeceği
        
    • iyileştirmelisin
        
    Yeteneklerini elinden alırız ve sonra kanındaki antikorlarla onu tedavi edebilirsin. Open Subtitles , نجرده من قدراته ثم تعالجه أنت بالأجسام المضادة في دمائك
    Hayır, onu daha fazla suça bulaşmadan tedavi etmeni istiyorum. Open Subtitles كلاّ، بل أريدكَ أن تعالجه دون ارتكاب المزيد من الجرائم
    -İşte hummanız da bu. Yıkıma ad koyup bir de tedavi mi ediyorsunuz? Open Subtitles تدعى على كل من ترغب أن الحمىّ أصابته وبعد ذلك تعالجه
    Kolon kanseri başlangıç için iyidir çünkü tedavisi pek de kolay değil. Open Subtitles و مكان جيّد لتبدأ به هو سرطان القولون ﻷنّه ليس من السهل أن تعالجه.
    Afrika'nın iyileştirmediği tek şey hâlâ seni seviyor olmam. Open Subtitles ثمة أمر واحد لم تعالجه (أفريقيا) وهو أنني ما زلت أحبك
    Bir çift dikişin iyileştiremeyeceği hiçbir şey yoktur. Open Subtitles ـ لا شيء لن تستطيع إبرتين أن تعالجه
    Gözetim altında tutulup tedavi olman çok önemli ki bir sorun çıkmasın. Open Subtitles من الضروري أن تراقبه و تعالجه كي لا تنتج أي تعقيدات
    Farkında olmadan beta engelleyicilerle onu tedavi ediyordun. Open Subtitles كنتَ تعالجه عفوياً بمثبطات مستقبلات بيتا توقّفتَ عن تناولها، فارتفع ضغط دّمكَ
    Birisiyle başa çıkarsın diğerini tedavi edersin. Open Subtitles شيء واحد يجب التعامل معها، والآخر، تعالجه.
    Harley onu tedavi ettiğini sanıyordu fakat aşık oluyordu. Open Subtitles ظنّت أنها كانت تعالجه لكنها، كانت تقع بحبه
    Yani bu nedir? BuradavVücudundan kesitsel görüntüler alıyoruz. Burada ortada kalbi görebilirsiniz, kalbin hemen yanında solda bütük bir tümor var. bu tedavi olmazsa saldırıya geçip onu haftalar içinde öldürecek. TED و هذا مقطع عرضي لجسمها و يمكنكم هنا رؤية قلبها في المنتصف ويوجد على الجانب الأيسر من قلبها هذا الورم الضخم الذي من شانه أن يغزو جسدها و يقتله إذا لم تعالجه في غضون أسابيع
    Otlardan iyi anlayan bir kız tanıyorum. Belki o tedavi edebilir. Open Subtitles -أنا أعلم بنت تفهم جيدا في الأعشاب الطبية ربما يمكنها أن تعالجه
    Onu tedavi etmelisin. Tıbbi açıdan karışık bir vaka. Open Subtitles يجب أن تعالجه - طبياً، تلك الحالة بسيطة جداً -
    Onu tedavi etmelisin. Tıbbi açıdan karışık bir vaka. Open Subtitles يجب أن تعالجه - طبياً، تلك الحالة بسيطة جداً -
    Onu ya tedavi edeceksin, ya da bir daha kalem tutacak hali olmayacak. Open Subtitles إما أن تعالجه أو لن يكتب أية خطابات
    Eğer biliyorsan, tedavi etmekle yükümlüsün. Open Subtitles إن كنت تعلم ما به فأنت مجبر أن تعالجه
    onu isteğine karşı tedavi edeceğine ikna etmişti. Open Subtitles اقتناعها بأنها يمكن أن تعالجه ضد رغبته
    Doktor Hoffman'ı onu tedavi etmesi için bir aylığına buraya getirdim. Open Subtitles "أحضرت دكتور "هوفمان لكي تعالجه لمدة شهر
    Doktor Hoffman'ı onu tedavi etmesi için bir aylığına buraya getirdim. Open Subtitles "أحضرت دكتور "هوفمان لكي تعالجه لمدة شهر
    Addison tedavisi uyguluyorsun ama işe yaramayacağını mı düşünüyorsun? Open Subtitles تعالجه من داء أديسون و لا تظنه سيعمل؟
    Afrika'nın iyileştirmediği tek şey hâlâ seni seviyor olmam. Open Subtitles (شئ واحد لم تعالجه (أفريقيا وهو أنني ما زلت أحبكِ
    Biraz uzanmanın iyileştiremeyeceği bir şey değil. Open Subtitles لا يوجد شيء لن تعالجه الغفوة.
    Onu iyileştirmelisin. Open Subtitles - يجب أن تعالجه !

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus