Bana zarar verdiğini düşünüyorsun ama incinen oğlun oluyor. | Open Subtitles | وأنتِ تعتقدين أنّك تفعلينَ هذا بي ، بينما ابنكِ هو من تؤذيه |
Her şeyi gördüğünü düşünüyorsun... ve sonra seni görüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين أنّك رأيت كل شيء حتى ترين واحدة مثلك |
Hayır, bu senin küçük bir sorunun, bu sensin, anlaşılmayan basit şeyleri anlayabileceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | كلا، أترين، هذه مشكلتكِ الصغيرة الوحيدة، أنتِ تعتقدين أنّك تفهمين أشياءً لا يمكن فهمها. |
Beni bu kadar iyi tanıdığını mı düşünüyorsun sahiden? Haklı olmadığını kanıtlamak için bu sefil insanın... hayatını bağışlıyorum. | Open Subtitles | أحقّاً تعتقدين أنّك تعرفينني لهذه الدرجة؟ سأعفو عن حياة هذه الامرأة التعيسة لأثبت أنّها مخطئة |
İçindeki o iğrenç küçük boşluğu... sevgi, arkadaşlık ve umutla... doldurduğunu düşünüyorsun diye mi? | Open Subtitles | لأنّك تعتقدين أنّك ملأت ذلك الفراغ البغيض بداخلك بالحبّ والصداقة والأمل؟ |
Bunu yapabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وهل تعتقدين أنّك يمكن أن تقدمي له ذلك؟ |
Ona zalimce davranarak yardımcı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | -أحقّاً تعتقدين أنّك بالقسوة تساعدينها؟ |
Liam'ın kötü biri olduğunu kanıtlayabilirsen benim kendimi, o kadar da adi hissetmeyeceğimi düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين أنّك إذا أثبتِّ أنّ (ليام) شرّير فسأشعر حينها بأنّي أقلّ شرّاً |