"تعتني" - Traduction Arabe en Turc

    • göz kulak
        
    • dikkat
        
    • ilgileniyor
        
    • bakıyor
        
    • bakacak
        
    • bakıyorsun
        
    • bakmak
        
    • bakmanı
        
    • ilgilenmeni
        
    • sahip
        
    • ilgilenmen
        
    • ilgilenecek
        
    • ilgilenmek
        
    • ilgilen
        
    • bakan
        
    Eğer şehir kırsal bölgeye göz kulak olursa, kırsal bölge de şehre göz kulak olur. TED إذا كانت المدينة تعتني بالريف سيعتني الريف بالمدينة
    Annem bizimle kalıp ben çalışırken çocuklara göz kulak olabileceğini söyledi. Open Subtitles أمي قالت إنها سنتنتقل إلى هنا و تعتني بالأطفال و أنا بالعمل
    Partide falan değilsindir inşallah, kendine dikkat edeceğine söz vermiştin. Open Subtitles أنتِ لا تحتفلين كثيرًا، صحيح؟ لقد وعدتيني أن تعتني بنفسكِ
    Eğer onu istemiyorsan, beni de istemiyorsun demektir. O benimle ilgileniyor. Open Subtitles ان كنتِ لا تريديها, فأنتِ لا تريديني أيضاً, إنها تعتني بي
    Bir dişi için üremeye devam etmek her zaman daha avantajlıdır, mevcut çocuklarına ve torunlarına bakıyor olsa bile. TED في أغلب الأحيان يكون الاستمرار في التزاوج مفيدا أكثر حتى لو كانت تعتني بأطفالها وأحفادها.
    Demek istediğim, eğer bugün ölürsem, ben... ben ona senin göz kulak olmanı istiyorum. Open Subtitles أعني أنني لو متُّ اليوم، أريدكِ أن تعتني به ..بغض النظر عما تودين إخباره به
    Aidan'a göz kulak olur musun? Open Subtitles من أجل القصة التي أعمل بها وأريدك أن تعتني يإيدن من اجلي
    Glen, bu kadar iyi bir arkadaş olup, bana göz kulak olduğun için sağ ol. Open Subtitles يا لويس شكراً لك .. لكونك صديق جيد و تعتني بي
    Kendine dikkat etmen gerek yoksa kimseye bir faydan olmaz. Open Subtitles عليك أن تعتني بنفسك وإلا فلن تكون نافعاً لأي أحد
    Kendi başımın çaresine bakarım. Clara'ya dikkat etmen gerektiğini söylüyorum. Open Subtitles انا اعتني بنفسي واريد ان اراك تعتني بكلارا
    Buraya gelmekte neden bu kadar ısrar ettin? Bahçeyle Mary ilgileniyor. Open Subtitles لا أعرف لمَ أتيت إلى هنا، فـ"ماري" هي مَن تعتني بالحديقة
    Odada, dişlerini çıkartmakta olan ve sürekli bağıran Paula ile ilgileniyor. Open Subtitles إنها في الغرفة تعتني بباولا التي صار عندها أسنان وهي دائماً تصرخ
    Bana çok iyi bakıyor. - Öyle değil mi Leni? Open Subtitles ليني تعتني بي عناية فائقة، أليس كذلك يا عزيزتي؟
    Teyzem Marie ona sadece bir hafta bakacak ama hala dırdır ediyor. Open Subtitles أمي تعيش معي طوال السنة. عمتي يجب أن تعتني بها لإسبوع واحد
    Hayal et, bir gün kendi ormanında kralsın. Kendi işine bakıyorsun. Open Subtitles تخيل أن تكون ذات يوم ملك غابتك و تعتني بشؤونك الخاصة
    Eğer siz bir kurbansanız ya da tanıdığınız biri, şunu bilin: Güçlenmek için kendine bakmak ve kendini sevmek zorundasın. TED إذا كنت ضحية أو تعرف أحد الضحايا فاعلم هذا حتى تمتلك القوة لابد أن تعتني بنفسك لابد أن تحب نفسك
    Ona iyi bakmanı söylerdim, ama zaten o kendine iyi bakabiliyor. Open Subtitles كنت سأخبرك أن تعتني بها لكنك هذه البنت تستطيع الاعتناء لنفسها
    İkiz kardeşim şehirde. Onunla ilgilenmeni istiyorum. Open Subtitles اسمعني، أخي التوأم في المدينة وأود منّك أن تعتني به
    Ve karşılığında istediğim tek şey ortalık yatıştığında bana sahip çıkmanız. Open Subtitles و كل ما أطلبه في النهاية هو أن تعتني بي بعد نجاح المهمة
    Misafirlerin var Daniel Onlarla ilgilenmen gerek. Open Subtitles حصلت على الزوّار دانيال أنت يجب أن تعتني بهم
    Bu bayan komşumuz sizinle o ilgilenecek. Open Subtitles الجدة هي الجارة التي كانت تعتني بهذا المنزل
    Onunla ilgilenmek için programdan çıkmış. 6 ay kadar önce öldü. Open Subtitles ورفضت برنامج .العلاج كي تعتني به .ومات بعد مرور 6 شهور
    Başkaları varsa, onlarla sen ilgilen, tamam mı? Open Subtitles إذا كان هناك ناس آخرون بالداخل يجب أن تعتني بهم، حسناً؟
    Sana bakan hemşire kaçıncı kattaydı? Open Subtitles بأي طابق كانت تلك الممرضة التي تعتني بكِ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus