Eğer şehir kırsal bölgeye göz kulak olursa, kırsal bölge de şehre göz kulak olur. | TED | إذا كانت المدينة تعتني بالريف سيعتني الريف بالمدينة |
Annem bizimle kalıp ben çalışırken çocuklara göz kulak olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | أمي قالت إنها سنتنتقل إلى هنا و تعتني بالأطفال و أنا بالعمل |
Partide falan değilsindir inşallah, kendine dikkat edeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | أنتِ لا تحتفلين كثيرًا، صحيح؟ لقد وعدتيني أن تعتني بنفسكِ |
Eğer onu istemiyorsan, beni de istemiyorsun demektir. O benimle ilgileniyor. | Open Subtitles | ان كنتِ لا تريديها, فأنتِ لا تريديني أيضاً, إنها تعتني بي |
Bir dişi için üremeye devam etmek her zaman daha avantajlıdır, mevcut çocuklarına ve torunlarına bakıyor olsa bile. | TED | في أغلب الأحيان يكون الاستمرار في التزاوج مفيدا أكثر حتى لو كانت تعتني بأطفالها وأحفادها. |
Demek istediğim, eğer bugün ölürsem, ben... ben ona senin göz kulak olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أعني أنني لو متُّ اليوم، أريدكِ أن تعتني به ..بغض النظر عما تودين إخباره به |
Aidan'a göz kulak olur musun? | Open Subtitles | من أجل القصة التي أعمل بها وأريدك أن تعتني يإيدن من اجلي |
Glen, bu kadar iyi bir arkadaş olup, bana göz kulak olduğun için sağ ol. | Open Subtitles | يا لويس شكراً لك .. لكونك صديق جيد و تعتني بي |
Kendine dikkat etmen gerek yoksa kimseye bir faydan olmaz. | Open Subtitles | عليك أن تعتني بنفسك وإلا فلن تكون نافعاً لأي أحد |
Kendi başımın çaresine bakarım. Clara'ya dikkat etmen gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | انا اعتني بنفسي واريد ان اراك تعتني بكلارا |
Buraya gelmekte neden bu kadar ısrar ettin? Bahçeyle Mary ilgileniyor. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ أتيت إلى هنا، فـ"ماري" هي مَن تعتني بالحديقة |
Odada, dişlerini çıkartmakta olan ve sürekli bağıran Paula ile ilgileniyor. | Open Subtitles | إنها في الغرفة تعتني بباولا التي صار عندها أسنان وهي دائماً تصرخ |
Bana çok iyi bakıyor. - Öyle değil mi Leni? | Open Subtitles | ليني تعتني بي عناية فائقة، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Teyzem Marie ona sadece bir hafta bakacak ama hala dırdır ediyor. | Open Subtitles | أمي تعيش معي طوال السنة. عمتي يجب أن تعتني بها لإسبوع واحد |
Hayal et, bir gün kendi ormanında kralsın. Kendi işine bakıyorsun. | Open Subtitles | تخيل أن تكون ذات يوم ملك غابتك و تعتني بشؤونك الخاصة |
Eğer siz bir kurbansanız ya da tanıdığınız biri, şunu bilin: Güçlenmek için kendine bakmak ve kendini sevmek zorundasın. | TED | إذا كنت ضحية أو تعرف أحد الضحايا فاعلم هذا حتى تمتلك القوة لابد أن تعتني بنفسك لابد أن تحب نفسك |
Ona iyi bakmanı söylerdim, ama zaten o kendine iyi bakabiliyor. | Open Subtitles | كنت سأخبرك أن تعتني بها لكنك هذه البنت تستطيع الاعتناء لنفسها |
İkiz kardeşim şehirde. Onunla ilgilenmeni istiyorum. | Open Subtitles | اسمعني، أخي التوأم في المدينة وأود منّك أن تعتني به |
Ve karşılığında istediğim tek şey ortalık yatıştığında bana sahip çıkmanız. | Open Subtitles | و كل ما أطلبه في النهاية هو أن تعتني بي بعد نجاح المهمة |
Misafirlerin var Daniel Onlarla ilgilenmen gerek. | Open Subtitles | حصلت على الزوّار دانيال أنت يجب أن تعتني بهم |
Bu bayan komşumuz sizinle o ilgilenecek. | Open Subtitles | الجدة هي الجارة التي كانت تعتني بهذا المنزل |
Onunla ilgilenmek için programdan çıkmış. 6 ay kadar önce öldü. | Open Subtitles | ورفضت برنامج .العلاج كي تعتني به .ومات بعد مرور 6 شهور |
Başkaları varsa, onlarla sen ilgilen, tamam mı? | Open Subtitles | إذا كان هناك ناس آخرون بالداخل يجب أن تعتني بهم، حسناً؟ |
Sana bakan hemşire kaçıncı kattaydı? | Open Subtitles | بأي طابق كانت تلك الممرضة التي تعتني بكِ؟ |