"تعرضه" - Traduction Arabe en Turc

    • teklif
        
    • maruz
        
    • sunduğu
        
    • önerdiğin
        
    • uğradığı
        
    • sunacağın
        
    • Sunduğunuz
        
    • öneriyorsun
        
    Şirketin ödül olarak ne kadar teklif ettiğini öğrendiniz mi? Open Subtitles هل اكتشفت مقدار ما تعرضه الشركة كمكافأة؟
    Başkan'ın sana teklif ettiği şeyi anlıyabiliyor musun? Open Subtitles هل تعرف ما الذي تعرضه عليك الرئيسة؟
    Neme maruz kaldığında ölü hayvan dokularında ortaya çıkan bir artık. Open Subtitles أنها بقايا شمعية تتكون على النسيج الحيواني الميت عند تعرضه للرطوبة
    Hayatın sana sunduğu her şeyi yaşamalısın. Open Subtitles ويجب عليكِ الحصول على كل شيء تعرضه عليكِ الحياة
    Bana eşlik ederler. Ayrıca bana önerdiğin şu turşu evet dememi kolaylaştırıyor. Open Subtitles سيسلونني برفقتهم ، وهذا المخلل الذي تعرضه سيحلي الصفقة
    Ve bu konuda yalan söylediyse tecavüze uğradığı konusunda da yalan söylüyor olabilir. Open Subtitles فمن الممكن أنه كذب بشأن تعرضه للإغتصاب هذا إيذاء
    Yani bana sunacağın bir eşyan yoksa maalesef ki sana yardımcı olamayacağım. Open Subtitles لذا ما لمْ يكن لديك ما تعرضه عليّ فللأسف لن أكون ذا فائدة
    Benim bu "olayıma" karşı nasıl bir "olay" öneriyorsun? Open Subtitles وما هو "هذا" الذي تعرضه عليّ في مقابل "ذلك" خاصتي؟
    Ama asıl kötülük, acentanın teklif ettiği şey değil. Open Subtitles ولكن الشر لا يكمن فيما تعرضه الوكالة
    O zaman da teklif edecek bir şeyin yoktu, şu anda da yok. Open Subtitles لم يكُن لديك ما تعرضه عندئذٍ ولا الآن.
    teklif ettiği geleneksel bir evlilik değil. Open Subtitles ما تعرضه عليك ليس زواجاً تقليدياً.
    Bırakman için Süreç'in sana teklif ettiği para Open Subtitles ما تعرضه عليك منظمة "العملية" من مال لكي تنسحبي
    Bunun nedeni de büyük olasılıkla genç yaşta cam yapımında açığa çıkan zehirli kimyasallara uzun süre maruz kalmasıydı. Open Subtitles و الناتج ربما من تعرضه المبكر و الطويل للكيماويات السامة في صناعة الزجاج
    O kadar sert bir ortamda var olmak, direk güneş radyasyonuna maruz kalmak güç seviyelerini aşırı biçimde tüketmiş. Open Subtitles الوجود في هذه البيئة القاسية جدا ،مع تعرضه مباشرة للإشعاع الشمسى قد خفّض مستوى طاقته بشدة
    Tekrar buna maruz bırakılırsa bu durum, panik nöbetini tetikleyebilir. Open Subtitles هناك فرصة قوية أن يعاد تعرضه للحالة إنه زناد لحلقة ذكر قوية إذاَ ربما لا نعرف
    Daima hayatın sunduğu yeni şeyleri kucaklamayı istedim. Open Subtitles لقد أردت دائماً أن أقبل الأشياء الجديدة لما تعرضه الحياة
    Emin misin? Bence kardeşim melezinin hayatın ona sunduğu her şeyin tadına bakmasını isterdi. Open Subtitles لكنّي أحسب أخي يودّ هجينه أن ينغمس في أيّما شيء تعرضه الحياة عليهِ.
    Geçen avukatım söyledi, evlilik desteği için önerdiğin miktarı, onunla geçinemem. Open Subtitles كل ما في الأمر المحامي أخبرني مالذي تعرضه بما يخص الزواج ولا أستطيع السكوت عن ذلك
    Bu tarikatı her seferinde çok azımsadık, ama senin önerdiğin şey benim mümkün olduğunu düşünmediğim detayları gerektiriyor. Open Subtitles لقد أستخففنا بتلك الطائفة في كل منعرج، ولكن ما تعرضه يتطلب مستوى من الأدلة لا أظنه ممكنًا.
    Commodus danışmanının ihanetine uğradığı gerçeğiyle yüzleşmeliydi. Open Subtitles كان كومودوس , مجبرا على مواجهة احتمال تعرضه للخيانة من قبل مستشاره
    Yani bana sunacağın bir eşyan yoksa maalesef ki sana yardımcı olamayacağım. Open Subtitles لذا ما لمْ يكن لديك ما تعرضه عليّ فللأسف لن أكون ذا فائدة
    Şu silah yapımına uygun naquadah dolu kargo gemisine ne öneriyorsun? Open Subtitles مالذي تعرضه مقابل سفينة الشحن المملؤة بـالسلاح العظيم (ناكودا ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus