Sandığınızdan daha çok şey biliyor olabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن من المحتمل أنك تعرفين أكثر مما تظنين |
Olaya ilk karışan sensin, benden daha çok şey biliyorsun bu yüzden bildiğin ne varsa bana anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | ولكن بم أنكِ هنا قبلي فأنتِ تعرفين أكثر مما أعرفه ولذا لِمَ لا تخبرينني بما تعرفينه؟ |
Benim kamu avukatımdan daha çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أكثر مما يعرف المحامي الحكومي لديّ |
Bana söylediğinden daha fazlasını biliyorsun, chloe. | Open Subtitles | أنت تعرفين أكثر مما تخبريني به يا "كلووي" |
Bence bana söylediğinden fazlasını biliyorsun. | Open Subtitles | أظن أنك تعرفين أكثر مما تقوليه لي. |
Gösterdiğinden fazlasını biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين أكثر مما تدّعين. |
Ki bu bana söylemediğin daha çok şey olduğunu düşündürüyor... | Open Subtitles | ما يدعوني للإعتقاد أنك تعرفين أكثر مما تقولين |
Kızım ne zaman sınava girecek olsa, ona gözlerini kapat, derin bir nefes al ve sandığından daha çok şey bildiğini unutma derim. | Open Subtitles | كلما تواجه ابنتي اختبار، أقول لها، فقط أغمضي عينيك، خذي نفساً عميقاً، وتذكّري أنّكِ تعرفين أكثر مما تعتقدين أنكِ تعرفينه. |
Anlaşılan sen benden daha çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | .يبدو أنكِ تعرفين أكثر مما أعرف |
Benden daha çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين أكثر مما أعرف |
Farkında olduğundan daha çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أكثر مما تدركين. |
Hadi ama, Sutton! Besbelli söylediğinden daha çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | (بربكِ يا (سوتن يبدو أنّكِ تعرفين أكثر مما تقولي |
Belki de düşündüğünden fazlasını biliyorsun. | Open Subtitles | ربما تعرفين أكثر مما تظنين |
Bana söylediklerinden daha fazlasını biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أكثر مما تقولينه |
Söylediğinden daha fazlasını biliyorsun Chloe. | Open Subtitles | أنت تعرفين أكثر مما تقوليه لي، (كلوي) |