Şimdi hakkımdaki gerçeği biliyorsun. Haşere gördüğüm zaman ufak bir kız gibi davranırım. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ تعرفين الحقيقة بشأني أنا مثل الفتاة الصغيرة عندما أرى الحشرات |
Yani sen dışarıda olanlar hakkındaki gerçeği biliyorsun ve böyle davranmaya mı karar verdin? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين الحقيقة , عمّا يحدث بالخارج و هذا ما تفعلينه؟ |
Çocuğu gördün. gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | لقد رأيتي الولد ، أنتِ تعرفين الحقيقة |
Vijay ve benden başka gerçeği bilen bir tek sensin. | Open Subtitles | " انت التي تعرفين الحقيقة غيري وغير " فيجاي |
Sen de benim gibi gerçeğin farkındasın. | Open Subtitles | تعرفين الحقيقة مثلي. |
Ülken hakkındaki gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | أنت ِ تعرفين الحقيقة حول بلدك ِ |
Çünkü amcası Amal' la ilgili gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعرفين الحقيقة بشأن (آمال) الآن، وأنتِ وحيدة. لا، الأمر مختلف. |
- gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين الحقيقة. |
çoktandır gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | أنكِ بالفعل تعرفين الحقيقة. |
gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين الحقيقة |
gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين الحقيقة |
gerçeği biliyorsun, Masha. | Open Subtitles | (أنتِ تعرفين الحقيقة يا (ماشا |
Sen de benim gibi gerçeğin farkındasın. | Open Subtitles | تعرفين الحقيقة مثلي. |