Onun en azından Gerçeği bilmek hak ediyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنها على الأقل تستحق أن تعرف الحقيقة ؟ |
Eğer Gerçeği bilmek istiyorsanız kimse size gerçeği anlatmayacak. | Open Subtitles | و إن أردت أن تعرف الحقيقة لن يخبرك بها أحد |
Şimdi gerçeği biliyorsun ve vermen gereken bir karar var. | Open Subtitles | الآن أنت تعرف الحقيقة ولديك القرار للقيام به |
Kalbin bunu reddediyor, ama ruhun gerçeği biliyor. | Open Subtitles | , قلبك يُنكر ذلك ولكن روحك تعرف الحقيقة |
Konohagakure Köyü'nün sakladığı çirkin Gerçeği öğrenmek istiyorsan gel. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تعرف الحقيقة البشعة التي أخفتها كونوها في هذه القرية |
Sen, tanıdığım ve gerçeği bilmesini istediğim ilk insansın. | Open Subtitles | أنتى الإنسانة الوحيدة اللتى قابلتها أريدها أن تعرف الحقيقة |
Ama cevabı bulandırmak istemiyoruz, Gerçeği bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | لكننا لا نريد ان نلوث الاجابة نحن نريدك ان تعرف الحقيقة |
İnan bana, Gerçeği bilmek istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريد أن تعرف الحقيقة صدقني |
Peki. Gerçeği bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أتريد أن تعرف الحقيقة ؟ |
Ama en azından artık gerçeği biliyorsun. Nereden geldiğini biliyorsun. | Open Subtitles | لكن أقلها تعرف الحقيقة الآن، تعرف أصلك ومَأتاك. |
Kalbinin derinliklerinde açık ve yalın gerçeği biliyorsun. | Open Subtitles | في صميم قلبك، تعرف... الحقيقة البسيطة والواضحة |
gerçeği biliyorsun Stokes. Yardım edebilirsin. | Open Subtitles | "أنت تعرف الحقيقة يا "ستوكس يمكنك المساعدة |
En azından karısı gerçeği biliyor. | Open Subtitles | على الأقل فالزوجة تعرف الحقيقة. |
Karın Sasha'nın ölümü hakkındaki gerçeği biliyor. O kendini öldürdü. | Open Subtitles | زوجتك تعرف الحقيقة بشأن موت "ساشا" لقد قتلت نفسها |
Gerçeği öğrenmek için o kuralı bozmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | إذاً هذا القانون الذي عليك خرقه لكي تعرف الحقيقة |
Teo'yla ilgili gerçeği bilmesini istemediğin için mi? | Open Subtitles | لانك لا تريدها ان تعرف الحقيقة بخصوص تيو ؟ |
Ve her nasılsa, rüyanız sayesinde, gerçeği bilen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | و بطريقة ما, وفقاً لحلمك أنت الوحيد الذى تعرف الحقيقة |
Bir yerlerde gerçekleri bilmek isteyen aileler olabilir. | Open Subtitles | ربما هناك عائلات هُنا . تود أن تعرف الحقيقة |
Şu anda benimle konuşmak istemediğinin farkındayım ama Gerçeği bilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنّك لربّما لا تُريد التحدّث معي الآن، لكن أنت تستحقّ أن تعرف الحقيقة. |
Bence duyduğunda doğruyu biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تعرف الحقيقة عندما تسمعها . همممم. |
Lanetin kalkması için gerçeğin bilinmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لكى تذهب اللعنه يجب أن تعرف الحقيقة |
İlgileneceksin. Tabii Belle'in o kıymetli hançerin hakkındaki gerçeği öğrenmesini istiyorsan o başka. | Open Subtitles | ستهتمّ، إلّا إنْ أردتَ (بِل) أنْ تعرف الحقيقة عن خنجرك الثمين |
Ben hiçkimseye birsey yapmadim. Bütün gerçekleri bilmiyorsun ve.. | Open Subtitles | أنا لم أفعل أيّ شئ أنت لا تعرف الحقيقة الكاملة |
"Gerçeği öğreneceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak" | Open Subtitles | ويجب عليك أن تعرف الحقيقة وعسى أن تحررك الحقيقة |
Yani, gerçeği bilmeli onlara bu parayı neden bıraktığını öğrenmeli. | Open Subtitles | عليها أن تعرف الحقيقة وستعرف أنه ترك لهم هذا المال |