Benim, tek boynuzlu at olduğumu biliyorsun. Neden söylemiyorsun? | Open Subtitles | تعرف بأنني وحيد قرن لماذا لا يمكنك فقط قول ذلك ؟ |
Sanırım başarısız olduğumu biliyorsun. İşte burada. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرف بأنني أخفقت لذا، خذه.. |
Çünkü haklı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعرف بأنني على حق. |
biliyorsun ki kraliçenin nedimelerinden biriyim ve bana yakınlık duyuyor. | Open Subtitles | توقعت أنك تعرف بأنني وصيفة الملكة و أنها مولعة بيّ |
Senin yüzünden bir ambulansla gezmek zorunda kaldım ve biliyorsun ki, beni araba tutar. | Open Subtitles | بسببك حصلت على جولة في سيارة إسعاف وأنت تعرف بأنني أعاني من دوار السيارة. |
Ben neredeyse 3 yaşındaydım, Ve sen benim onun kardeşi olduğumu biliyordun. | Open Subtitles | كنت تقريباً في الثالثة من عمري وكنت تعرف بأنني أخاه |
Seninle o gece yattığımızda, 17 yaşında olduğumu biliyordun. | Open Subtitles | عندما نُمنا معا تلك الليلة, كنت تعرف بأنني في السابعة عشر |
Haklı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | وأنت تعرف بأنني مُحِقّة. |
İyi olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف بأنني جيد به |
olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف بأنني كنت |
Bütün bunları bende biliyorum, ve biliyorsun ki senin tarafındayım. | Open Subtitles | أعرف يجب عليك أن تفعل هذا وأنت تعرف بأنني هنا بجانبك |
Sen de biliyorsun ki tek istediğim burayı daha güçlü ve sağlam bir yapmak. | Open Subtitles | أنت تعرف بأنني لا أريد شيئًا أكثر من أن أجعل هذا المكان قويًا ومستقرًا |
biliyorsun ki ben Hristiyanım. | Open Subtitles | تعرف بأنني مسيحية |
Aslında baba, biliyorsun ki kriket liginin açılış serenomisini organize edeceğim. İhale bir hafta içinde çıkacak. Ama onlar teklifi aniden 10 milyondan 60 milyona artırdılar. | Open Subtitles | يا أبي, تعرف بأنني سأقوم بتنظيم حفل افتتاح (أي بي إل) سيخرج العطاء خلال اسبوع لكنهم زادوا العطاء فجأة من 10 ملايين إلى 60 مليون |
Raslantı falan değil, burada olduğumu biliyordun. | Open Subtitles | هذه ليست صدفه كنت تعرف بأنني هنا. |