Affedersiniz bir tane daha alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | صحيح المعذرة هلا تعطني واحداً من هذا من فضلك |
Affedersiniz, başka bir tane daha alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | عذراً سيدتي هلا تعطني واحداً آخر من هذا ؟ |
Bana sesli mesaj şifresini bile vermedin ki o bizim ev telefonumuz. | Open Subtitles | أنا أعني أنتِ حتى لم تعطني كلمة سر البريد الصوتي لهاتف منزلنا |
O şifreyi altı ay burada yaşadım da bana vermedin. | Open Subtitles | لم تعطني كلمة السر خلال عيشي هنا لمدة 6 أشهر. |
Siz kabileler arasında en zayıf olanısınız, eğer kızını bana vermezsen hepinizi yok ederim. | Open Subtitles | أنتم أضعف جماعة في هذه البرية إذا لم تعطني إبنتك فسأدمركم جميعا |
-İyi değil Skipper, kodları bilmiyorum. -Bana özür değil, sonuç ver! | Open Subtitles | أنا لا أعرف الرموز لا تعطني أعذار، أعطني نتائج |
mahkeme savunmamı yapmam için izin vermedi. | Open Subtitles | حيث أن المحكمة لم تعطني الفرصة لتقديم القضية |
Mektupları bana verme, kalsın. | Open Subtitles | أسأل شيئاً واحداً فقط. ألن تعطني الخطابات. لا بأس. |
Senin tarzını anlamaya çalışıyorum, ama bana izin vermiyorsun. | Open Subtitles | إنني أحاول فهم أسلوب حياتك، لكنّك لم تعطني فرصة لذلك. |
Selam. Selam. Üç hamburger, iki patates kızartması, ve üç tane "swizzlers" alabilir miyim? | Open Subtitles | مرحباَ أجل هلا تعطني ثلاثة برغر اثنان بطاطس وثلاثة علب شوكولاتة ؟ |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama imzanı alabilir miyim? | Open Subtitles | آسفة لإزعاجك لكن أتسائل هل تعطني توقيعاً |
Bira alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | هل من الممكن أن تعطني بيرة ، من فضلك؟ |
O şifreyi altı ay burada yaşadım da bana vermedin. | Open Subtitles | لم تعطني كلمة السر خلال عيشي هنا لمدة 6 أشهر. |
Açık olmak gerekirse, Donna. Sen bana hiç şans vermedin ve bununla ilgili olarak hiç bana gelmedin. | Open Subtitles | لنكن عادلين، لم تعطني فرصة أبدا لمتتحدثيمعيحتّىحولالموضوع. |
Şu ana kadar başka bir şey görmem için bir sebep vermedin bana. | Open Subtitles | حسناً ،حتى الآن لم تعطني سبباً لرؤية شئ آخر |
Pekâlâ, bak, bunu yapmak zorunda kalmak istemezdim ama eğer bana fazladan bilet vermezsen, sahnedeyken bazı sorunlara sebebiyet vereceğim. | Open Subtitles | حسناً، اسمعي، لم أشأ فعل هذا، ولكن إنْ لم تعطني تذاكر إضافية، سأسبّب بعض المشاكل على المسرح |
Evet ama bana bir şans vermezsen bunu nasıl kazanacağım? Lütfen, ben değiştim. Bütün günüm, insanlara bunu anlatmakla geçiyor. | Open Subtitles | كيف من المفترض ان اكسبها اذا لم تعطني فرصة لقد تغيرت |
Bana bilgi vermezsen sana yardımcı olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني مساعدتك كثيراً لو لم تعطني أي معلومات |
GİRİŞ REDDEDİLDİ Bana bahane sunma, sonuçları ver! | Open Subtitles | أنا لا أعرف الرموز لا تعطني أعذار، أعطني نتائج |
Bana istediğim dozu ver yoksa geniş kompleks taşikardi geçireceğim. | Open Subtitles | إن لم تعطني الجرعة سأنغمس في أزمة خفقان قلب |
- Büyükannem bana hediye vermedi. Kazaklar tarafından tecavüze uğramakla meşguldü. | Open Subtitles | جدتي لم تعطني هدايا كانت منشغلة بأن تغتصب من الكوساك |
Mektupları bana verme, kalsın. | Open Subtitles | أسأل شيئاً واحداً فقط. ألن تعطني الخطابات. لا بأس. |
Seni anlamak için en ufak bir ipucu bile vermiyorsun bana. | Open Subtitles | أنت لم تعطني أي فرصة حتى لمهاجمتك |
Eğer ben verirsem bana başka iğrenç bir görev verir. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى هناك،فسوف تعطني مهمة أخرى كريهة |
- Korkutmak istemedim ama kapıyı çalma fırsatı vermediniz. | Open Subtitles | يا إلهي آسف، لم أقصد مباغتتِك لكنِك لم تعطني الفرصة لأطرق الباب |
Merak ediyorum da bana o geceki uçuş hakkında bilgi verebilir misiniz? | Open Subtitles | كنت أتسائل لو تعطني بعض المعلومات عن الرحلة |
Ve bir kız uğradı. İsim bırakmadı. | Open Subtitles | نعم فتاة ما أتيت إلى هنا و لم تعطني أسمها |