Pis heriflerin görüntüleri artık elimde, kaçmaya kalkarlarsa, izlerini takip edip enseleyebileceğim. | Open Subtitles | الأن , لدي أفلام مراقبة للصوص لذا إذا حاول الهرب يمكنني تعقبهم |
Birisini programladığımda hepsi devre dışı ve takip edilebilir olacak. | Open Subtitles | لو برمجتُ صاروخاً واحداً، فسيتمّ تعطيلهم جميعاً ويغدو بالإمكان تعقبهم. |
Ve onları işaretledik, yani beyinde hareketlerini takip edebilmek için renklendirdik. | TED | وثم وسم الخلايا عن طريق وضع لون فيهم لكي نستطيع تعقبهم ومراقبتهم في الدماغ. |
Bu liste ve İnsan Genom Projesi aracılığıyla onların izini sürdü. | Open Subtitles | و الذي بدورها ساعدته على تعقبهم تبعاً لمشروع الجينات البشرية |
1800'lerde izleri kayboluyor. | Open Subtitles | لكن إن عدت للقرن التاسع عشر ينتهي تعقبهم |
Hepsi eksiksiz ödenir, derli topludur, izlenemez. | Open Subtitles | وكل المتبرعين أنيقين ولطفاء ولا يمكن تعقبهم |
Zaten onu bekledi. Gece onları takip edemeyiz. | Open Subtitles | وهذا ما كان ينتظره لا يمكننا تعقبهم ليلآ. |
Sınıra kadar onları takip et. Beni orada bekle. | Open Subtitles | تعقبهم حتى الحدود وانتظرنى هناك ، لن أتأخر كثيراً. |
Konvansiyonel olarak bir %20 de onları takip ederek sağladık. | Open Subtitles | و سجلنا 20 بالمائة من المحادثة اثناء تعقبهم |
Böylece onları ihtiyatlı bir şekilde takip edebiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع حينئذ أن نعود إلى تعقبهم خفية. |
Prue şimdi onu takip edebilecek. | Open Subtitles | فهذا يجعل الأمر منطقي وبرو، ستكون قادرة على تعقبهم |
Onları nasıl takip edersin, nasıl öldürürsün gibi şeyler. | Open Subtitles | و بعدها تجولت للحصول على معلومات ، عن كيفية تعقبهم و كيفية قتلهم |
24 saat içinde bir kazanan çıkmazsa yarışmacılarımız takip cihazlarının sadece takip için olmadığını keşfedecekler. | Open Subtitles | وإن لم يكن هنالك فائز خلال الـ34 ساعه متسابقونا سيكتشفون بأن جهاز تعقبهم لم يكن فقط جهاز تعقب |
Ve sonra onları takip edip öldürebileyim diye Marti'ye çıktığın kızların isimlerini sordum. | Open Subtitles | ثم سألت مارتي عن البنات التي صاحبتهن لذا يمكن تعقبهم وقتلهم |
Güzel. Onları takip edebiliriz. Kimse ormanı bizden iyi bilemez. | Open Subtitles | جيد، يمكننا تعقبهم لا احد يعرف الغابه بقدرنا |
Dakikaları önceden yüklenmiş gelir böylece içinde fatura bilgileri olmaz ve takip edilmesi çok zordur. | Open Subtitles | لقد جاؤا متجهزين بعدة دقائق لذا ليس هناك معلومات وقوف ومن الصعب تعقبهم |
İzini sürebildiklerimiz ya ölü yada hapiste. | Open Subtitles | من استطعنا تعقبهم منهم كانوا أما في السجن أو متوفين |
adamın paltosu ve şapkası ki muhtemelen her yerde satılan ürünlerdir yani izini sürmek imkansız. | Open Subtitles | وقبعته يباعون تقريبا فى كل محل فى كل مكان ومن المستحيل تعقبهم |
Çocuklar bu gece izlerini sürerler, yarın da ağları yanımıza alırız. | Open Subtitles | الفتيان يمكنهم تعقبهم الليلة وغدا نحضر الشباك |
İzlerini arabayla kızımı öldürdükleri yerden buluruz. | Open Subtitles | يمكننا تعقبهم من العربة ومن المكان الذي قتلوا فيه أبنتي |
Hava desteği olmaksızın yapılacak en iyi iş, adamlarımın bulvar ile okyanus arasındaki boşaltma noktalarındaki izleri takip etmesi. | Open Subtitles | دون الدعم الجوي، أفضل ما قد يقدمه رجالي هو تعقبهم لملتقى تصريف قرب الممر "واي" والمحيط |
10, 20, 50'likler halinde peşin ödenen, tertemiz, izlenemez bağışlar dünyadaki iyi kalpli insanlardan, Bay Walter H. White'a kanserli efsane adama. | Open Subtitles | 10 20 50 دولار. وكل المتبرعين انيقين ولطفاء ولايمكن تعقبهم. من اصحاب القلوب الرحيمة من انحاء العالم الي السيد "والتر وايت". |