Ama Amy ve kuşlarının destanında işler karıştı. | Open Subtitles | ولكن الأمور تعقدت فى ملحمة إيمى" وطيورها" |
"İşler biraz karıştı" da ne demek oluyor? | Open Subtitles | ما الذي يعنيه هذا بحق الجحيم تعقدت الأمور شيئاً ما " ؟ " |
Gün boyunca kötüye giden hava koşulları beklenmeyen bir insan etkisiyle daha da karmaşık bir hal aldı. | Open Subtitles | احوال الطقس تدهورت تعقدت الآن بسبب عامل بشري غير متوقع |
Şifre çok karmaşık olunca mutlaka bir yere yazmak gerekir. | Open Subtitles | أتعلمون، كلّما تعقدت كلمة السر، كلما زادت الحاجة لإبقاء سجل بها. |
Çok karmaşıklaştı. Kafayı yiyorum. | Open Subtitles | يا إلهي , لقد تعقدت الأمور كثيراً إني أهلع |
Teni bembeyaz. | Open Subtitles | المسئله تعقدت |
Burada işler biraz karıştı. Şu anda Bob Lee Swagger gözetimim altında. | Open Subtitles | الامور تعقدت قليلا ^انا احتجز ^سواجر |
Söylediğim gibi, burada işler biraz karıştı. | Open Subtitles | كما قلت لقد تعقدت الامور قليلا |
Seni ekmedim, tamam mı? İşler karıştı. | Open Subtitles | لم أكن أبتعد عنك الأمور تعقدت بعض الشئ |
İşler nasıl bu kadar karıştı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تعقدت الامور بهذا الشكل. |
- Evet, yeniden yakınlaştık ama işler karıştı. | Open Subtitles | أجل، لقد تحدثنا ولكن الأمور قد تعقدت |
İşler biraz karıştı. | Open Subtitles | تعقدت الأمور شيئاً ما |
Cidden, seni seviyorum ve anlıyorum çünkü kız kardeşimiz değil, bunun biraz daha karmaşık olabileceğini düşünmüş olabilirsin ama öyle, tamam mı? | Open Subtitles | , جدياً، أنا أحبك، و انها مجرد نصف شقيقة , ربما فكرت بأمور و التي تعقدت |
Ne kadar karmaşık duygular hissedersem hissedeyim yaptığım şeyi neden yaptığımı açıklamaz. | Open Subtitles | انت تحبني مهما تعقدت العواطف التي أشعر بها انها ليست السبب لما قمت به |
Geçen hafta da, anne ile aramızdakilerin biraz "karmaşık" hâle geldiğini söyledi. | Open Subtitles | الأسبوع الفائت أخبرني بأن الأمور مع الام الحقيقة قد تعقدت |
Yaşadığı şoktan olabileceğini söylüyorlar ama bence bu iş umduğumuzdan daha karmaşık bir hâl alacak. | Open Subtitles | قالوا انها مشاكل قد تكون راجعة للصدمة اظن ان الامور تعقدت اكثر مما تصورنا |
Hapishaneden çıktığımdan beri hayat daha da karmaşık hale gelmiş. | Open Subtitles | حسنًا، لقد تعقدت الأمور أكثر منذ خرجت من السجن |
Şey, bu kızı bu harika kızı evinden alacaktım ama olaylar karmaşıklaştı kimseyi kırmamaya çalışıyordum ama sonuç olarak onu kırdım. | Open Subtitles | كنت سآخذ تلك الفتاة تلك الفتاة الرائعة والأمور تعقدت, وكنت أحاول |
Kadının deposu varmış, olaylar karmaşıklaştı. | Open Subtitles | تعقدت الأمور، لأنّ هذه المرأة تملك إحدى وحدات تخزين |
Teni bembeyaz. | Open Subtitles | المسئله تعقدت |
Sanırım sadece işler karmaşıklaşırsa kim olduğumuzla yüzleşmek zorunda kalacağımızı hissediyorum. | Open Subtitles | , اظن أنه علينا أن نعقل لو ان الأمور تعقدت علينا مواجهة ما نحن عليه |