Birbirlerine bağlayıp, boyun eğmeyi birleşmeyi, anlaşmayı, itaat etmeyi öğretmelisin. | Open Subtitles | تبطهم ببعض، تعلمهم أن يتوافقوا أن يتحدوا، يوافقوا، يطيعوا |
Eğer burada yemek yemek istiyorsan onlara her gün yeni bir şeyler öğretmelisin. | Open Subtitles | اذا كنت تريد ان تأكل هنا, سيكون عليك ان تعلمهم شيئا جديدا كل يوم, |
Bir sürü çocuk yapmak ve onlara degerleri öğretmek. | Open Subtitles | وتنجب الكثير من الأبناء و تعلمهم القيم والمبادئ. |
Bir sürü çocuk yapmak ve onlara degerleri öğretmek. | Open Subtitles | وتنجب الكثير من الأبناء و تعلمهم القيم والمبادئ. |
Şimdi çocuklarımıza doğru işlerin peşinden gitmeyi öğretiyoruz, bilirsiniz ve okul sistemi onlara doktor olmak, avukat olmak, muhasebeci olmak, diş hekimi, öğretmen ve pilot olmak gibi şeyler öğretiyor. | TED | الأن نعلمهم أن يلهثوا خلف الوظائف الجيدة والمدرسة ايضا تعلمهم ان يفعلوا ذلك يحاولوا أن يصبحوا أطباء أو محاميين أو محاسب ، أو طبيب أسنان أو مدرس ، أو طيار |
Okulda öğretiyor olmanız gerekir. | Open Subtitles | في المدرسة من المفترض أن تعلمهم |
Eğer dünyaya kaderlerini yalnızca bir kişiye teslim etmelerini öğretirsen, ki bu sen de olabilirsin, onlara ihanet edilmeyi de öğretiyorsun demektir. | Open Subtitles | اذا علمت الناس ان يضعوا مصيرهم فى يد رجل واحد حتى نفسك سوف تعلمهم الخيانه |
Onlara iyi bir adamın hiç kimsesi olmayacağını mı öğretiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد ان تعلمهم أن رجلا صالحا ليس لديه اي احد؟ |
Onlara bu korkuyu yenmeyi öğretmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تعلمهم ان يتغلبوا على خوفهم |
Onlara doğru dürüst oturmayı öğretmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعلمهم الوضع الصحيح. |
O an anladım ki, tek yapabileceğiniz onlara en iyi yaptığınız şeyi öğretmek ve kendi yollarını bulacaklarına inanmak. | Open Subtitles | هذا عندما أدركت بأن كل ما تستطيع فعله أن تعلمهم أفضل ما تستطيع واطمئن بأنهم سيجدون طريقهم |
Bazı tarih dersleri onlara laneti öğretiyor. | Open Subtitles | بعض دروس التاريخ تعلمهم اللعنة |
Daha da etkileyici olan eğer insanlar eğitim programımızı uzun bir süre alırsa mesela sekiz hafta ve kendilerini bu günlük farkındalık egzersizlerine verirlerse yüksek stresli zamanlarda bile daha iyi oluyorlar ve bu onlara yaşadığımız anlarda gerçekten o anda olmayı öğretiyor. | TED | والأكثر إبهارََا إذا نفذ هؤلاء ذلك البرنامج في حوالي، لنقل، 8 أسابيع، والتزمو باداء كافئة تمارين وعي الآني بصورة يومية. والتي تعلمهم كيف يكونون في اللحظة الآنية، ستتحسن حالتهم جدََا في تلك الفترة، حتي لو كانوا تحت ضغط عصبي شديد. |
(Alkışlar) Gençleri bir araya getiren bir program başlattı onlara gospel müziğinin neşesi ve etkisini öğretiyor ve yüzlerce genç bu programa katıldı. | TED | (تصفيق) قامت بإنشاء هذا البرنامج ليكون مركزا لتلاقي النشأ، تعلمهم البهجة وتأثير الموسيقى اللإنجيلية، ومئات من المراهقين قد حضروا هذا البرنامج. |
Sorular sorarak öğretiyorsun. | TED | انت تعلمهم بطرح الأسئلة. |