"تعلم انه" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu biliyorsun
        
    • olduğunu biliyor
        
    • biliyorsun değil
        
    • bilmeni
        
    • bilirsin
        
    • biliyorsunuz
        
    • olduğunu biliyordu
        
    Yapmak zorundaydım, öyle olduğunu biliyorsun. Open Subtitles كان لابد لي أن أفعل هذا أنت تعلم انه يجب ذلك
    Perşembeleri Glee provam olduğunu biliyorsun. Open Subtitles كنت تعلم انه لدي بروفة في نادي الغناء يوم الخميس.
    Piana yolunda bir tane olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلم انه هناك واحد فقط على طريق بيانا ؟ ؟
    Evet gördün, patlamış mısırımdan alıyor olabilir ama kucağımda daha fazlası olduğunu biliyor. Open Subtitles هل رأيت ذلك فيز ؟ نعم لقد رأيت قد تكون تأخذ الذرة , و لكنها تعلم . انه يوجد اكثر من ذلك في حضني
    Kimsenin bir milden uzağa gitmeyi başaramadığını biliyorsun değil mi? Open Subtitles انت تعلم انه لا احد استطاع الذهاب ابعد من ميل؟
    Lloyd, noel arifesi olsa bile bilmeni isterim ki burada olmaktan ve en iyi arkadaşımın kakasını temizlemekten başka bir şey istemem. Open Subtitles لويد بالرغم من انها عشية الكريسمس اريدك ان تعلم انه لايوجد مكان افضل من هنا يجعلني سعيد
    Kanunlara bu kadar saygılı olduğuna göre, seni hiçbir suçlamada bulunmadan 24 saat tutmaya hakkım olduğunu da bilirsin. Open Subtitles ،طالما انك مهتم بالقانون يجب ان تعلم انه قانوناً بامكانى ان احتجزك لاربع وعشرون ساعة
    Öyleyse bir silah kulübü ya da bir atış müsabakası olmadığı takdirde ateşli silah kullanma hakkınız olmadığını da biliyorsunuz. Open Subtitles هل تعلم انه خارج مرمى السباق وأندية الرماية.. أنت لا تملك أي شرعية في أستخدام أي سلاح ناري؟
    Tehlikeli olduğunu biliyordu, ama bütün gün büyük sopalarını sallayan büyük adamları izlemek Samantha'ya çok fazla gelmişti. Open Subtitles هي تعلم انه خطر لكن في يوم مشاهدة رجال كبار شد مضاربهم الخشبيه الكبيره اثبت انه الكثير لسمانثا
    Joe, para kazanmak için bunun daha iyi olduğunu biliyorsun. Open Subtitles جوي، انت تعلم انه من الافضل تجميع الاموال ولا الدخول في السجن
    - Biraz komik olduğunu biliyorsun. - Tamam. Haydi. Open Subtitles هيا تعلم انه مضحك حسنا هيا بنا
    O zaman sadece 3 olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أذن أنت تعلم انه كان منذ ثلاثة أشهر
    Davayı kazanmak için, mahkemede yalan söylemenin bir suç olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles هل تعلم انه من غير القانوني ان تكذب في المحكمة لكي تربح دعوة قضائية؟ هذا يسمى "بالـ "المطالبات الغير مستحقة
    Omurga çarpıklığı olduğunu biliyor muydun? - Hayır, bilmiyordum. Open Subtitles هل كنت تعلم انه مصاب بأنحراف فى العمود الفقرى؟
    Oscar Warnebring'in abisi olduğunu biliyor muydunuz? Open Subtitles هل تعلم انه هو الأخ الأكبر لأوسكار وارينبيرغ ؟
    Tembel ve huysuz olduğunu düşünebilirsin ama ofisin en istikrarlı yüksek satış rakamlarına sahip olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles قد تعتقد انه شخص كسول لكن هل تعلم انه يملك الرقم الأعلى بثبات للمبيعات في هذا المكتب ، اكثر من اي شخص آخر
    O torbada öyle yapmaya başladığında yarım bir sandviç vardı biliyorsun değil mi? Open Subtitles انت تعلم انه كان يوجد نصف سندويشة في هذا الكيس عندما بدأت, صحيح؟
    Johnny, bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorsun, değil mi? Open Subtitles يا جوني، أنت تعلم انه لا يجب عليك فعل ذلك، أليس كذلك؟
    Kitabımın basım toplantısı için New York'la burası arasında mekik dokumam gerektiğini biliyorsun değil mi? Open Subtitles حسنا,انت تعلم انه على اخذ الطائرة اليوم الى نيويورك لغذاء العمل لمناقشة كتابى الجديد
    Ben şunu bilmeni istiyorum ki, bazı zamanlarda yanında olmayabilirim. Open Subtitles بين اريدك ان تعلم انه احيانا لن اكون موجودا
    bilirsin, bu o kadar çabuk olmaz. Open Subtitles انت تعلم انه لا يمكن ان يحدث هذا بهذه السرعة
    Çünkü en azından ciddiye alacağını biliyorsunuz. Open Subtitles لأنك تعلم انه هناك شخص ما يأخذ الآمور على محمل الجد
    Blair ve ben gidilecek yerleri tükettik o da anahtarın hala bende olduğunu biliyordu ve bunu bilmeden önce hepimiz oradaydık. Open Subtitles حسناً كنت انا وبلير نبحث عن مكان نخرج اليه وكانت تعلم انه مازال عندي المفتاح وقبل ان الاحظ كنا هناك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus