Acaba kız annesinin... gerçek kimliğinden haberdar mı? | Open Subtitles | انى اتساءل ان كانت تعلم هل تعلم عن هويتها الحقيقية ؟ |
O zaman size seçim kampanyası için verdikleri paradan da haberiniz yok. | Open Subtitles | إذن فأنت لا تعلم عن الأموال التى منحوها لك لتمويل حملة إعادة إنتخابك ؟ |
Annemin henüz bu olanlardan haberi yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | ولا يبدو على أمي أنها تعلم عن أي شيء عن هذا بعد |
Francis, Katolik memurlar için ayarladığım hafta sonu toplantılarından haberin var mı? | Open Subtitles | هل تعلم عن منتجعات نهاية الأسبوع للضباط الكاثوليك؟ |
O da senden bir ay sonra intihar etti. Bunu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد قتلت نفسها بعدك بشهر كنت أتوقع أنك تعلم عن هذا الأمر |
Kavgayı ve sakladığını kadını bildiğin halde nasıl onu kabul edebildin? | Open Subtitles | كيف تعترف بأنك تعلم عن الشجار وأنك خبأت تلك المرأة |
Yani bunu biliyordun ve bana söylemedin mi? | Open Subtitles | تعني ، انك كنت تعلم عن هذا ؟ كنت تعرف ولم تخبرني ؟ |
Ne dediğini bilmiyorsun sen. Nasıl olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعلم عن أى شئ تتحدث أنت لا تعلم كيف يبدو الأمر |
İşte bu yüzden buradasınız, Doktor. Yalnız önce bir şey soracağım. Şok terapisi hakkında bilginiz var mı? | Open Subtitles | لهذا أنت هنا، لكن أوّلًا يا دكتور، ماذا تعلم عن الصدمة النفسيّة؟ |
Hatta varlığından haberdar olmanız bile gerekmiyor. | Open Subtitles | في الواقع يجب ان اقول انه ليس من المفروض انك تعلم عن وجودها |
O zaman Danielle paradan haberdar olmalı. | Open Subtitles | او ، اذن لابد ان دانييل تعلم عن المال |
Pakistan İstihbaratı, İktisat Birimi'nin altında bulunan tünelden haberdar. - Ne? ! | Open Subtitles | الاستخبارات الباكستانية تعلم عن النفق تحت قسم "الاقتصاد" |
Madem Utah'daki paradan haberiniz var, o zaman neden bize ihtiyacınız olsun ki? | Open Subtitles | إذا كنت تعلم عن المال في يوتاه لماذا تحتاجنا؟ |
Tahminimce Rosario'nun her ay gönderdiği... 300$ dan haberiniz yok, değil mi? | Open Subtitles | أظنك تعلم عن الـ 300 دولار التي ترسلها (روزاريو) كل شهر، صحيح؟ |
Kızamık salgınından haberiniz var mı? | Open Subtitles | اولاً هل تعلم عن وباء مرض الحصبة هذا؟ |
Birden döndü ve ben onun ilk karısıyım , 2. bir eşinden haberi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ثم أتضح بعد ذلك أنها زوجته الاولى و لم تكن تعلم عن زوجته الثانية شئ. |
Burada kalalım, eminim hükümetin haberi vardır. | Open Subtitles | علينا فقط البقاء هنا. أنا متأكد أن الحكومة تعلم عن هذا |
- Peki ya hiç haberin olmasaydı ve adamla herhangi bir duygusal bağı olmasaydı? | Open Subtitles | لكن ماذا لو لم تكن تعلم عن الأمر ولم يكن لديها تعلّق عاطفي بالرجل ؟ |
Yani, diğer heriflerden haberin var mıydı? | Open Subtitles | أعنى, هل تعلم عن الهاربين الاخرين؟ |
Babamın çantasını, karının doğumgünü kombinasyonuyla açtığım zaman bana ilişkilerini bildiğini söyledin. | Open Subtitles | عندما فتحت حقيبة والدي و تاريخ ميلاد زوجتك انت قلت انك تعلم عن العلاقة |
Annem üzerinde çalıştığın davayı bildiğini kabul etmiyor. | Open Subtitles | أمّي لن تخبرني وهي تعلم عن القضية التي تعمل عليها. |
Ölüm emrini bildiğin halde onu uyarmadığın için biraz garip bir durum olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الأمر غريب قليلاً، بما أنكَ كنتَ تعلم عن أمر القتل، ولم تُحذرها |
Baze'le olan geçmişimi ve bunun ne kadar karmaşık olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | انت تعلم عن تاريخي مع بيز و تعلم انّ ذلك كان مُعقداً |
Ne dediğini bilmiyorsun sen. Nasıl olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت لا تعلم عن اى شئ تتحدث انت لا تعلم كيف يبدو الامر |
- Düşüncesiz... Zehirler hakkında bilginiz var mı? | Open Subtitles | ـ الى حد بعيد ـ تعلم عن السموم |
Açıkçası, Zane hakkında öğrendiklerinle Lieber hakkında bildiklerini karşılaştırmak için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | من الواضح , أني بحاجتك لمقارنة ما تعلم عن زين و ما تعلم عن ليبر. |