"تعلو" - Traduction Arabe en Turc

    • ifade
        
    • yüksek
        
    • yukarı
        
    • yükselir
        
    • üstün
        
    • diniz
        
    • ifadeyi
        
    • yükseliyor
        
    Yüzünde tam olarak anlayamadığım bir ifade vardı. Open Subtitles كان هناك نظره تعلو وجهها لم أفهمها فى حينها
    Yüzünde adımı hatırlamamışsın gibi bir ifade var. Open Subtitles تلك النظرة التي تعلو وجهك تشير بأنك لا تتذكر أسمي
    Buhranı yüksek derecede yaşayan ülkeleri ortaya çıkaracağız. Open Subtitles سنتجه إلى البلدان التي تعلو فيها نسبة الكآبة
    Dalgalar tekneyi bir aşağı bir yukarı hareket ettiriyordu. Open Subtitles فى هذا الوقت كانت الأمواج تعلو بالقوارب لمتر أو مترين
    Ama sonra libidolar bir yükselir... Open Subtitles الرغبة الجنسية تعلو لديهم بشكل كبير
    Ve çalışma kamplarında insanlar, iyi komünistler, eski partizanlar insan haysiyetinin her şeyden üstün olduğuna inanan insanlar buz gibi ayakları üzerinde ağaç kütükleri çeken yük hayvanları gibi çalıştırıldı. Open Subtitles ومعسكرات العمل حيث الرجال الشيوعيون المخلصون , المحاربون القدامى الرجال الذين امنوا بان كرامه الانسان تعلو فوق كل شئ
    Siz her zaman çok ciddi Dr. Bailey'diniz. Open Subtitles نظرة دائماً وجهكِ تعلو إذ الجادة " بايلي " د.
    Sana iyi geceler dediğimde, yüzündeki ifadeyi bir görebilseydin. Open Subtitles أتمنى أن ترى النظرة التي كانت تعلو محياك حينما أخبرتك تصبح على خير
    Oradalar ve sesleri gittikçe yükseliyor. Open Subtitles إنهما هناك, وقد بدأت أصواتهما تعلو شيئاً فشيئاً
    Ama yüzünde şimdi hep o ifade var. Open Subtitles لكنّها النظرة عينها التي تعلو محيّاه الآن دائماً
    Karımım yüzündeki ifade, beni her şeyden kurtarır. Open Subtitles النظرة التي تعلو محيا زوجتي ستضمني لأي شيء.
    O zaman aynı bana yaptığın gibi ona saygıyla yaklaş, açık konuş yüzünde de şu anki ifade olursa seni elini sıkarak yollar. Open Subtitles اذا افعل ما فعلته لتوك معي ابدأ الامر باحترام و انزع الضمادة بلطف واذا فعلت بنفس تلك النظرة التي تعلو وجهك
    Şehrimiz ikinize de minnet duyar ve seslerimiz sizi Senato'da yüksek makamlara ulaştırır. Open Subtitles المدينة سوف تمدح كلاكما وأصواتنا سوف تعلو في مجلس الشيوخ
    Ateşi yüksek ve tansiyonu düşüyor, doktor. Open Subtitles حرارته تعلو و ضغط دمه يهبط أيها الطبيب
    Beklentilerimi yüksek tutmakla hata eden benim. Open Subtitles انها غلطتي لأنني تركت توقعاتي تعلو جدا
    Otobüsteki pencereler, bir yukarı bir aşağı. Open Subtitles هل حالفكم الحظ؟ - " نوافذ الحافلة تعلو و تنخفض " -
    Biraz daha yukarı çıkmalısın. Open Subtitles يجب أن تعلو قليلاً
    Daha yukarı çıkmalısın. Open Subtitles يجب أن تعلو قليلاً
    Hızlı ve hiddetli biçimde yükselir. Open Subtitles الكراهية تعلو بسرعة وتفيض كالبركان.
    Milletler yükselir ve düşer! Open Subtitles اٍن الأمم تعلو فقط لكى تسقط
    Şerefsiz biri diğer insanların içindeki hususiyeti asla hayal edemez ama senin bu özelliğin herkesinkinden üstün. Open Subtitles الرجل الذي ليس لديه شرف لا يمكنه تخيل الشرف بأي أحد آخر وأنت، أنت من تلك النوعية التي تعلو عن الآخرين
    Siz her zaman çok ciddi Dr. Bailey'diniz. Open Subtitles إذ تعلو وجهكِ دائماً نظرة د. " بايلي " الجادة
    Yüzündeki şu ifadeyi düzelt or Yoksa senin arkandan dua edeceğim... Open Subtitles والن امحو هذه النظره التى تعلو وجهك والا اقسم 000
    Glee'nin statüsü her gün yükseliyor, seninki de düşüyor... Open Subtitles في كل يوم تعلو منزلة نادي الغناء بينماتهبطمنزلتكم...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus