Cep telefonunuzu atar, e-postanızı iptal eder talimatlarınızı yüz yüze, elden ele iletir teknolojiye sırtınızı dönüp kalabalıkta kaybolursunuz. | Open Subtitles | إذا رميت هاتفك الخلويّ، وأغلقت بريدك الأليكتروني... وأعطيت تعليماتك كلّها... وجهاً لوجه، ويدٍ بيد... |
Zannetmiyorum, ama Emirlerinizi bekliyorum. | Open Subtitles | هل يعلم ديمون أنه تم القبض على تيم؟ لا أعتقد هذا, لكن انا أتّبع تعليماتك |
Senin kendi talimatların var, benim kendi talimatlarım. Bundan ötesine karışmayacağız. | Open Subtitles | لديك تعليماتك ولدى تعليماتى فلنترك الأمر كما هو |
"Ona söyle, sen benim vekilimsin. Senin Talimatlarını yerine getirsin", dedi. | Open Subtitles | قال، "أخبرها أننا نتحدث كشخص واحد، وهى ستتبع تعليماتك مثلى تماماً". |
Çok yazık oldu, çünkü o portre, verdiğiniz talimat üzerine, deniz yoluyla gönderildi. | Open Subtitles | يا للخسارة! لأن هذه الصورة تمّ بعثها بالفعل، وفق تعليماتك |
Meraklanma, baba. Talimatları okudum. Bağırmayı kes. | Open Subtitles | لا تقلق يا أبي، لقد قرأت تعليماتك الغبية توقّف عن الصراخ في وجهي |
Ancak gerektiği gibi talimatlarınız için iki takım plan da var. | Open Subtitles | مع ذلك، كما هو مطلوب، هناك نموذجين من المخططات حسب تعليماتك. |
Bay Gladstone'a aldığınız talimatlara aykırı hareket ettiklerinizi bana göre, çatıştıklarınızı bildireceğim. | Open Subtitles | على الاطلاق سيدى ، اننى هنا لأبلغ مستر جلادستون عن كل شئ تقوم به هذا فى اعتقادى يتعارض مع تعليماتك |
talimatlarınızı yüz yüze, elden ele dağıtıp... ...teknolojiye sırtınızı dönüyor, öylesine kalabalığa karışıyorsunuz. | Open Subtitles | وأعطيت تعليماتك كلّها... وجهاً لوجه، ويدٍ بيد... وتُدير ظهرك للتكنولوجيا... |
Karım ve kızım odalarında talimatlarınızı bekliyorlar. | Open Subtitles | زوجتي وابنتي في السكن بانتظار تعليماتك |
Sizin talimatlarınızı bekliyoruz. | Open Subtitles | ونحن ننتظر تعليماتك. |
-Şimdi Emirlerinizi bekliyorum? | Open Subtitles | هل تود أن تعطيني تعليماتك الآن ؟ |
Bütün dünya liderleri şu an sizin Emirlerinizi bekliyor. | Open Subtitles | كل رئيس حول العالم ينتظر تعليماتك الآن. |
Emirlerinizi bekliyorum, bay Asteğmen! | Open Subtitles | نحن بإنتظار تعليماتك أيها الضابط. |
talimatların kritikti hatta bazı yerlerde benimkilerden daha kritikti. | Open Subtitles | تعليماتك كانت مهمة و ,في مواقف محددة, أكثر أهمية من تعليماتي. |
Ben söylemedikçe talimatların dışına çıkma. | Open Subtitles | غيابي الشخصي لا يغير تعليماتك الخاصة |
talimatların zekâ seviyemi aşan türden olmuş olmalı. | Open Subtitles | تعليماتك لابد أنها كانت صعبة علي |
Artık senin Talimatlarını uygulamıyorum. | Open Subtitles | انا لا أتّبع تعليماتك بعد الآن. |
Richard Talimatlarını iletti. | Open Subtitles | كان (ريتشارد) يحضر لي تعليماتك كل تلك القصاصات من الورق |
Talimatlarını yerine getireceğim, söz. | Open Subtitles | سأتبع تعليماتك, أعدك. حسناً. |
Juliet için doldurduğun talimat kasedini diyorum. | Open Subtitles | --الشريط الذي عليه تعليماتك لجولييت |
Arıtma odasında. Talimatları bekliyoruz. | Open Subtitles | إنها قادمة من غرفة التطهير بإنتظار تعليماتك |
Majesteleri, York'ta parlemento kurma konusundaki talimatlarınız nelerdir? | Open Subtitles | صاحب الجلالة ما هي تعليماتك بما يخص إنشاء البرلمان في يورك؟ |
Verdiğin talimatlara göre ilerledik. | Open Subtitles | انتظري، لقد تبعنا تعليماتك الأول: |
Tamam da, herhangi birisinin fotoğraftakinin siz olduğunu anlayacağını sanmıyorum. Dediğinizi harfiyen yaptım. | Open Subtitles | حسناً، لكن لا أعلم إن كان أحد سيتعرف عليك لقد إتبعنا تعليماتك |