Daha iyi bir plan yap, Jake. Bu hiç bir işe yaramadı. | Open Subtitles | أفضل التفكير بخطة جديدة، جيك هذه الواحدة لا تعمل بشكل جيد جدا |
Ralph, senin çok iyi olduğunu söyledi. Çabuk öğrendiğini söyledi. | Open Subtitles | رالف قال بأنك تعمل بشكل جيد جداً ، وتعلمت رسيعاً |
Sorun ise halihazırdaki protez cihazlar iyi çalışmıyorlar. Sağlayabildikleri görüş hâlâ oldukça sınırlı. | TED | ولكن المشكلة ان الاجهزة الصناعية الحالية لا تعمل بشكل جيد فهي ماتزال توفر رؤية محدودة |
Kendi etrafında dönüyormuş gibi işliyor, böylece merkez parça hiç hareket etmiyor. | Open Subtitles | يبدو أنها تعمل بشكل دائري، لذا فالقطع المركزية لا تتحرك |
Kötü bir birleşme ve alımlar anlaşması ama eklemem gerek ki yer çekimi mavi çukurda normalinden farklı işliyor. | Open Subtitles | من الممكن أن أضيف 662)}إن الجاذبية تعمل بشكل مختلف . فى الثقب الأزرق |
Tebrikler, senin canavar tıkır tıkır işliyor. | Open Subtitles | أهنئك،أنها تعمل بشكل مثالي،"محبوبتك" |
İkinci sorum: Kimler demokrasimizin iyi çalıştığını düşünüyor? | TED | والسؤال الثاني هو: من يعتقد أن ديمقراطياتنا تعمل بشكل جيد؟ |
Bazı noktalarda görsel sistemimizden farklı çalışıyorlar fakat yine de kendi görsel sistemimize benzer şekilde işleyen bir teknoloji yaratmada iyi bir iş çıkardık. | TED | وهي نوعا ما تعمل بشكل مختلف عن نظامنا البصري، لكن رغم ذلك فقد قمنا بعمل جيد في جعل التكنولوجيا تعمل كنظامنا البصري. |
Çalışıyor gibi gözükmeyen bu yaklaşımla neden devam ediyoruz? Bunun yerine deneyebileceğimiz daha iyi bir yol var mı? | TED | لماذا نُواصل القيام بهذه الطريقة والتي يبدو أنها لا تعمل بشكل جيد، هل يوجد طريقة آخرى يمكننا تجربتها عوضًا عن ذلك؟ |
Dijital para, at ve at arabasına benziyor. Gayet iyi çalışıyor ve bütün ekonomi onun üzerine kurulu. | TED | النقود الرقمية، مثل الحصان والعربة، تعمل بشكل جيد، وكل اقتصاد العالم مبني عليها. |
Aslında çok iyi bir çalışan denizaltı, ve bu sebeple üretildi zaten. | TED | انها في الواقع غواصة تعمل بشكل جيد جدا، هذا ما قد صممت لأجله. |
Başkan bu kuralların ne kadar iyi çalıştığını gördü. | TED | وشاهد الرئيس كيف ان هذه القواعد تعمل بشكل جيد. |
Halkla çalışan Kere ve ekibi yeterli aydınlatma ve havalandırmayla daha iyi işleyen projeler oluşturdu. | TED | العمل مع المجتمع، وقد خلق كيري وفريقه المشاريع التي تعمل بشكل أفضل، مع الإضاءة الكافية والتهوية الكافية. |
Çünkü hepimiz mevcut sistemlerin çok iyi çalışmadığını biliyoruz. | TED | لأنّها ، وكما نعلم جميعنا هنا، لا تعمل بشكل جيد. |
Beni başka bir gezegenden diğerine götürecek kadar iyi sonuç verdi. | Open Subtitles | اراها تعمل بشكل جيد بما فيه الكفاية للانتقال بي من كوكب إلى آخر. |
Hâlâ takır takır işliyor. | Open Subtitles | لا زالت تعمل بشكل جيد ايضًا |
Bu ilginç; çünkü Cara ve küçük çetesi beni kaçırdığında güçleri gayet iyi işliyor gibiydi. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} هذا مثير للأهتمام لكن عندما كارا وعصابتها الصغيرة {\pos(190,230)} أختطفوني, رأيت قواها تعمل بشكل جيد |
Planımız gayet güzel işliyor. | Open Subtitles | خطتنا تعمل بشكل جيد |