Her tapınak ve camide birbirlerine el kaldırmaktansa ölmeye yemin ettiler. | Open Subtitles | في كل معبد و مسجد تعهدوا بالموت قبل أن يرفعوا أياديهم لقتل بعض |
Yesribliler yemin ettiler; Mültecileri kabilenin fahri üyeleri sayacak ve onları koruyacaklardı. | Open Subtitles | أهل يثرب تعهدوا بأن يعاملوا المسلمين كمعاملتهم لأهليهم و بحمايتهم |
Hepsi de hayatımın sonuna kadar benimle olacaklarına yemin ettiler. | Open Subtitles | و جميعهم تعهدوا لي أن يبقوا بجانبي طوال حياتي |
Yol gösterenlerin bu saatleri korumak için yemin ettiklerini anla artık. Bunun için ne gerekiyorsa yaparlar. | Open Subtitles | يجب أن نفهم أن القساوسة تعهدوا لحماية أجراس وحيث أنها تؤدي. |
Benim hayatta olduğumu anladıklarında beni izlemek için yemin edecekler. | Open Subtitles | تعهدوا بإتباعي حينما اعتقدوا إنني حي |
Taliban üyeleri, bu sözümona saldırı için intikam yemini ettiler. | Open Subtitles | أعضاء طالبان الباكستانية تعهدوا بالانتقام عن الهجوم المزعوم |
Çember büyücüleri kiliseye bağlılık yemini ettiler. | Open Subtitles | سحراء الحلقة تعهدوا بولائهم إلى الكنيسة |
Yerliler, bu tür teklifleri reddettiler fakat yabancılar geri döneceklerine dair, yemin ettiler. | Open Subtitles | والسكان المحليين رفضوا العرض. ولكن عندما غادر الغرباء... تعهدوا بالعودة. |
Sadece, olaylara sebep olan suçlular yüzünden değil onları durdurmak için yemin etmiş suçlulardan farksız kişiler yüzünden de. | Open Subtitles | ليس السبب الوحيد هو الأعمال الإجرامية , ولكن أيضاً بسبب لا مبالاة هؤلاء الذين تعهدوا بإيقافهم . |