Alamam! Ben yapmadım, benim büyüm değildi. O yaptı. | Open Subtitles | لايمكنني ، لم أكن أنا ، لم تكن تعويذتي ، كانت لها |
Yer bulucu büyüm sana ait bir şey olmadan da işe yaradı. | Open Subtitles | تعويذتي للاقتفاء عملت دونما أستخدم أيّ من مقتنياتك |
Benim büyüm yüzünden garip bir kurt oldun. | Open Subtitles | أنت ذلك الذئب غريب الأطوار بسببي بسبب تعويذتي |
Yine de ilk büyümü gerçekleştirene kadar uzun süre uğraştım. | Open Subtitles | في الواقع، لقد أتطلّب الأمر بضع دقائق لأطلق تعويذتي الأولى |
Eğer sizin kasabalıları ele geçirmeye ve büyümü yapmama yardım etmeye gönüllü olmasalardı bunların hiçbiri mümkün olmazdı. | Open Subtitles | لما أمكن حدوث أيّ من هذا بدون رغبتهم في إسكان أنفسهم داخل مواطني بلدتكم للمساعدة في إجراء تعويذتي. |
Saygınlık, kalite, güzellik. mantram bu. - Harika. | Open Subtitles | الكرامة, و الرُقي و الجمال" هذه هي تعويذتي |
Aslında evet ve büyüm hiç kimsenin olanları duymamasını mümkün kıldığına göre. | Open Subtitles | بالواقع أجل، بما أن تعويذتي ستمنع أيّ أحد من سماع ما يحدث هنا |
Onu bir büyü için kullanmak istiyor. Benim zaman yolculuğu büyüm için. | Open Subtitles | يريد استخدامها في صنع تعويذة تعويذتي للسفر بالزمن |
Aslında evet ve büyüm hiç kimsenin olanları duymamasını mümkün kıldığına göre. | Open Subtitles | -هل سنلعب لعبة ممتعة؟ بالواقع أجل، بما أن تعويذتي ستمنع أيّ أحد من سماع ما يحدث هنا |
Yaşlandırma büyüm sayesinde. | Open Subtitles | بفضل تعويذتي لكيف تبدو الشيخوخة |
Benim büyüm, Mikaelsonların annesinin onları en başta vampir yaparken kullandığı büyüye dayanıyor. | Open Subtitles | تعويذتي مبنيّة على التعويذة التي حوّلت بها الأم (مايكلسون) لمصّاصي دماء من الأصل. |
İlk büyüm. | Open Subtitles | إنها تعويذتي الأولى |
büyüm onu baygın tutacaktır. | Open Subtitles | تعويذتي ستبقيها مغشيّة. |
Sonrasında ise bu beyni çalıp benim zaman yolculuğu büyümü kendin için yapabileceksin! | Open Subtitles | وحينها ستمتلك القوّة لتسرق هذا الدماغ وتلقي تعويذتي للسفر بالزمن مِنْ أجلك |
Ne güzeldir ki büyümü tamamladım. | Open Subtitles | من حسن الحظّ إذًا أنّي أتممت تعويذتي. |
Artık büyümü bitirmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أكمل تعويذتي الآن. |
Diğer taraftan insanları buraya getirmeye çalıştığım ve büyümü böldüğün geceden beri biliyorum. | Open Subtitles | منذ تلك الليلة حين كنت أحاول إعادة الناس من الجانب الآخر -وقاطعت تعويذتي . |
büyümü kaldırdım. | Open Subtitles | لقد أزلت تعويذتي |
"Kankalar kızlardan önemlidir" lisedeyken hep mantram olmuştur. | Open Subtitles | "الأخوات قبل العاهرات" ذلك كانت تعويذتي دائما في الثانوية. |
Bu benim mantram oldu. | TED | أصبحت تلك هي تعويذتي. |
Aynı mantram gibi. | Open Subtitles | حسنٌ. أنها مثل تعويذتي. |
- Ama, bu benim kolyem. - Yani? | Open Subtitles | حسنا، إنها تعويذتي لذا؟ |