"تعيدها" - Traduction Arabe en Turc

    • Geri
        
    • iade
        
    • onu tekrar yollayacak
        
    O asla Geri vermeyecek. Ne köşkü, ne eserleri, ne kızımı. Open Subtitles انها لن تعيدها ابداً لا الفيلا ولا الفن ولا حتى ابنتي
    Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat, en iyi şekilde onu zenginleştiriyorsunuz ve sonra Geri veriyorsunuz. TED تعطى لكل واحد فيكم هذه النعمة الكبيرة وهي الحياة، وتثريها بقدر استطاعتك، ثم تعيدها.
    Sizin işiniz onu Geri getirmek, ki biz de işimize bakalım. Open Subtitles مهمتك أنت أن تعيدها إلى هنا حتى تكمل شأنها هنا
    Noel sonrası iade etmek için sırada beklemek zorunda olmadığın. Open Subtitles وليس عليها أن تقف في الطابور كي تعيدها في الصباح التالي لعيد الميلاد
    Anne Lively'i göle çağırdın kızını iade edeceğini vaat ederek. Open Subtitles استدرجت آن لايفلي الى البحيرة... . و وعدتها أن تعيدها مع ابنتها
    Oraya vardığında o sahte göğüslere bakacak ve onu tekrar yollayacak. Open Subtitles انها تلقي نظره واحده ليس لاحد وسوف تعيدها
    Hemen Geri döneceğine bahse girerim. Open Subtitles فيمكن ل 50 دولار أن تعيدها على اول رحلة عودة
    Ama 11'e kadar Geri gelmenizi istiyorum. Anladınız mı? Open Subtitles لكننى أريد أن تعيدها قبل الساعة الحادية عشرة هل تفهمنى ؟
    Onu Geri veremezsin. Mavi eteğinle ne giyeceksin? Open Subtitles لا يمكنك أن تعيدها ماذا سترتدي مع تنورتك الزرقاء؟
    Michael Bluth kardeşi Lindsay'nin Geri vermek için söz verdiği kiralık arabayı... bulmak için eve Geri döndü. Open Subtitles مايكل بلوث عاد الى المنزل ليجد ان السياره المستأجره اخته ليندسى قد وعدت ان تعيدها
    Evet ama eğer bir işim olursa, onu bana Geri vermek zorundasın. Open Subtitles نعم، لكن عليك أن تعيدها لي إن حصلت على عمل.
    Henry bana tuzak kurmuş. Malını Geri istiyor. Hey, buldum. Open Subtitles لقد اوقع بى هنرى,لكى يستعيد مخدراته اذن لماذا لا تعيدها اليه
    Ama onu oraya Geri kapattırma hakkına sahipsin. Open Subtitles حسناً ربما يكون لديك الحق بان تعيدها مرة اخرى
    Bu yüzden ayağını çekince pedal Geri gidememiş. Open Subtitles انها التي تعيدها لمكانها عندما ترفع قدمك من على الدواسة
    Ben neredeyse okadar kalmıştım. Onu Geri getirebileceğini biliyorsun. Open Subtitles لقد سبق وأن بقيت تلك المدة تعرف أنك يمكن أن تعيدها
    Bu belge Rafe McCawley'nin elinden Gulanit madenlerini alıyor ve şehre iade ediyor. Open Subtitles تلك الوثيقة تجرد "ريف ماكالي" من مناجم الجولانايت و تعيدها للمدينة
    Ama şuradakini çaldım, Geri iade etmeye falan kalkmayın. Open Subtitles ولكننى سرقت هذه فلا تحاول أن تعيدها
    - Bunları iade etmemiz gerek. Open Subtitles يجب أن نعيد هذه الأشياء يجب ان تعيدها
    Ve Geri iade etmeyecek. İster misin? Open Subtitles و هي لن تعيدها هل تُريدينها ؟
    Oraya vardığında o sahte göğüslere bakacak ve onu tekrar yollayacak. Open Subtitles انها تلقي نظره واحده ليس لاحد وسوف تعيدها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus