Bence seni öldürmeye çalışan şeyler, seni mutsuz ve üzgün kılar. | Open Subtitles | أظن ان الاشياء التي تحاول ان تقتلك تجعلك غاضباً و تعيساً |
Ama senin için çok farklı, Sibyl. Ve bu beni çok mutsuz ediyor. | Open Subtitles | لكن الأمر سيختلف بالنسبة إليك يا " سيبيل" و هذا يجعلنى تعيساً للغاية |
mutsuz olmak için bir sebebim yok. Sağlığım yerinde. | Open Subtitles | ليس لدي اي سبب لكي اكون تعيساً صحتي جيده |
Seninse annen öldü ve baban perişan haldeydi bu yüzden baban içmeye başladı ve karaciğerini mahvetti. | Open Subtitles | أما والدتكِ فقد ماتت وكان تعيساً بعدها وبدأ بمعاقرة الشراب, ودمّر كبده |
Bana çok sefil görünmedi. Her zamanki gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يبدو تعيساً بنظري إنه يبدو على سجيته تماماً |
Ve bu beni üzüyor. | Open Subtitles | حتى أنك عدواني ...و هذا الأمر يجعلنني تعيساً |
- ...veya yiyecek bir kap aş bulabildiğim sürece bir daha mutsuz olmayacağım. | Open Subtitles | فإني لن أكون تعيساً أبداً طالما لدي منزل وطعام |
O mutsuz değil. Ne? Joanne biraz hükmedici ama o bununla baş ediyor. | Open Subtitles | ليس تعيساً إنها متسلطة بعض الشيء ، لكن يبدو أنه لا يمانع |
Aslında, ne kadar mutsuz olduğunu düşünce... bunu yapmanın senin için çok kolay olmadığını anlıyorum. | Open Subtitles | تعرف أن تكون تعيساً أفضل من أن تكون ولن يكون سهلاً أن تفعل ذلك |
Dinle, gidip her gün bir pembe dizi fahişesi olmak istiyorsan, bunu yaparken kocanı çok mutsuz ettiğini bilerek yap. | Open Subtitles | إذا شئت التعهر في المسلسلات يومياً، هلمي، لكن أدركي أنك تجعلين زوجك تعيساً |
İnan bana, mutsuz olmaya çalışmak insanı daha çok yoruyor. | Open Subtitles | صدقني، ستبذل جهداً أكثر من هذا إن أردت أن تكون تعيساً |
Tüm detayları bilmiyorum ama baban mutsuz, sinirli bir adamdı. | Open Subtitles | كان تعيساً جداً، غاضباً جداً ،لطالما ارتأيت أن على أمكِ أن تهجره .. ولكن بوجود |
Ölse ve kendisine sonsuz mutluluk bahşedilse bile mutsuz olmak için yine bir sebep bulurdu kesin. | Open Subtitles | لو ماتَ وحظي بسعادة أبدية فأعتقد أنه سيجد سبباً كي يكون تعيساً حزيناً |
Ve beni en mutsuz eden düşünce seni kaybedebileceğim. | Open Subtitles | و الشيء الذي يجعلني تعيساً جداً هو فكرة أني قد أخسرك |
Onu çok mutsuz ettim ve öldürdüm. | Open Subtitles | وأنا التي جعلته تعيساً كما أنني قتلته |
mutsuz olabilir ama kendini öldürmeyecek. | Open Subtitles | قد يكون تعيساً, لكنّه لن يقتل نفسه. |
mutsuz değilim. Dünyanın en tepesindeyim. | Open Subtitles | أنا لستُ تعيساً أنا في أوج السّعادة |
Bu işin beni mutsuz yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن هذه الوظيفة تجعلني تعيساً |
Dürüst olmak gerekirse, doğduğunda perişan haldeydim. | Open Subtitles | ولأكون صريحاً بعد ولادتها أصبحت حسناً كنت تعيساً |
perişan bir halde. Sizi kaybetmekten ölesiye korkuyor. | Open Subtitles | إنّه يبدوا تعيساً وهو جد مفزوعْ مما حدثَ لكِ. |
- Böyle sefil görünmesine şaşmamalı. | Open Subtitles | إنه شقيقي - لا عجب أنه يبدو تعيساً - |
Bu seni üzüyor mu? Ya da kaygılanıyor musun? | Open Subtitles | هل يجعلك هذا تعيساً أم قلقاً؟ |