Annem benimle yaşıyor, ama o evde değildi. | Open Subtitles | أمي تعيش معي لكنها لم تكن في المنزل |
Berbat bir durum. Kız hâlâ benimle yaşıyor. | Open Subtitles | والسيء، أن تلك الفتاة لازالت تعيش معي |
Hey, ben onunla yaşamıyorum, o benimle yaşıyor. | Open Subtitles | انا لا اعيش معها , هي تعيش معي |
Şu anda benimle yaşaması gerek, tamam mı? | Open Subtitles | ،تحتاج لأن تعيش معي في هذه الأوقات |
Lucy ayrıca Cate için en iyisinin benimle birlikte yaşaması olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | لوسي ايضاً تعتقد ان الأفضل لـ كيت ان تعيش معي |
Senin karınım ama benimle yaşamak istemiyorsun. | Open Subtitles | إنني زوجتك... لكنك لا تريد أن تعيش معي |
benimle yaşıyor ve ayağına geliyor. | Open Subtitles | سوف تعيش معي حتى تقف على قدميها مجددًا. |
Xiao-Mei benimle yaşıyor. Gelmiştin. Yemek yemiştik. | Open Subtitles | شامي) تعيش معي) أتيتي ذات مره و تناولنا الغداء معاً |
Artık benimle yaşıyor. Düğünümüzü planlıyoruz. | Open Subtitles | عظيمة هي تعيش معي الأن |
Evet, burada benimle yaşıyor. | Open Subtitles | لا، إنها تعيش معي. |
Ayrıca artık Lacey benimle yaşıyor, bu yüzden gerçek bir nişanlı çift gibiyiz. | Open Subtitles | إضـافة إلى ذلك، (لايسي) تعيش معي الآن نبدو أكثر كإثنين مخطوبين. |
Adı Inez. Şimdi benimle yaşıyor. | Open Subtitles | اسمها إنيز، تعيش معي حالياً. |
Savaşta beraber mücadele ettik. Rebecca artık benimle yaşıyor. | Open Subtitles | لقد خدمنا في الحرب سوياً، (ريبيكا) تعيش معي الآن |
benimle yaşıyor ya! | Open Subtitles | ! إنها تعيش معي |
- hemde benimle yaşaması gerektiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | ولكن تظنين أنه من الأفضل أن تعيش معي |
Lucy ayrıca Cate için en iyisinin benimle birlikte yaşaması olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | لوسي ايضاً تعتقد ان الأفضل لـ كيت ان تعيش معي |
- Çünkü benimle yaşamak istiyor. | Open Subtitles | لأنها تريد أن تعيش معي |