"Senin yaşlı annen yalnız yaşıyor ve senin yanına taşınmak istiyor. | Open Subtitles | "والدتك المسنة تعيش وحدها وتسألك لو يمكنها أن تنتقل للعيش معك |
"Senin yaşlı annen yalnız yaşıyor ve senin yanına taşınmak istiyor. | Open Subtitles | "والدتك المسنة تعيش وحدها وتسألك لو يمكنها أن تنتقل للعيش معك |
Aslında senin için mükemmel. Deneyimli, yalnız yaşıyor. Onu her gün ziyaret edebilirsin. | Open Subtitles | لديها خبرة , تعيش وحدها , تزورها كل يوم |
Kardeşiyle yalnız yaşıyordu. Ebeveynleri bir arada kazasında ölmüş. | Open Subtitles | إنها تعيش وحدها مع أخيها والداهما توفيا في حادث سيارة. |
Evet. Yaşlı bir kadındı, yalnız yaşıyordu. | Open Subtitles | كانت إمرأه مُسنّة، تعيش وحدها. |
Komşularına bakılırsa, yalnız yaşıyormuş. | Open Subtitles | طبقاً لأفاده الجيران, فهذه المرأة تعيش وحدها |
Kadın 75 yaşında ve Henderson'da yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | بعمر 75 عاماً تعيش وحدها في " هاندرسون " وبالنسبة للجنس |
Irak'ta görevli karısı Leanne yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | زوجته (ليان), تعيش وحدها |
Yok. yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | كلا تعيش وحدها |
Bayağı yaşlıydı ve yalnız yaşıyordu. | Open Subtitles | عجوز قليلا و تعيش وحدها. |
yalnız yaşıyordu. | Open Subtitles | تعيش وحدها |
Görünüşe bakılırsa yalnız yaşıyormuş. | Open Subtitles | يبدو انها كانت تعيش وحدها |
Kızıyla birlikte yalnız yaşıyormuş. | Open Subtitles | تعيش وحدها مع إبنتها |