"تغمز" - Traduction Arabe en Turc

• kırpma
• kırpıyor
• göz kırp
• göz kırpıyorsun
• kırpıp

Gelecek sefer eğer gerçekten işemen gerekmiyorsa çişin varmış gibi göz kırpma.
في المرة القادمة , لا تغمز بأنك تحتاج للتبول , إلا إذا إحتجت للتبول حقاً

- Bir daha bana asla göz kırpma. - Tamam.
إياك أن تغمز في وجهي مرة آخرى حسناً

Elbette aynadakinin kendiniz olduğunu biliyorsunuz çünkü siz göz kırpınca o da göz kırpıyor ve karşınızda ayna olduğunun farkındasınız fakat kendinizi, kendiniz olarak tanıyamıyorsunuz.
أعني، إنك تعرف أنه أنت لأنك حين تغمز صورتك تغمز وتعرف أيضا أنها مرآة ولكنك لا تعرف نفسك بنفسك حقا

Karım içki şişesiyle tuvalette ve bana göz kırpıyor.
إن زوجتى تمسك بزجاجة خمر فى الحمام و تغمز لى بعينها

Yani oyuncaklar, ısır, kütürdet yudum, göz kırp, salla, git.
So it's toys, bite, crunch, تاكل ,تقدد ,تغمز شرب ,تحرك ,تغارد

'Kime göz kırpıyorsun sen?
^ من الذي تغمز له ايها الوقح ^

Gözlerinin bağı açılırsa adalet heykeli sana göz kırpıp... gerçek bir erkek gibi davrandığını söyler o zaman.
وإذا أزيلت عصابة العينين ورأيت السيدة تغمز وهي تقول لك إنك فعلت ذلك كرجل

- Dökül bakalım. - Bana göz kırpma. - Ne?
هيا اخبريني - لا تغمز لي -

Belki, size gülümsüyor ara sıra size göz kırpıyor ve sizi bir erkek gibi hissettiriyor olabilir.
قد تبتسم لك قد تغمز لك أحيانا وقد تشعر أنك رجل

Gökyüzünden yeni yıldızlar göz kırpıyor!
"نجوم جديدة تغمز لي من السماء"

Marlene sana göz kırpıyor. O da tasmaları sevebilir.
مارلين " تغمز لك ربما تحب الطوق أيضاً "

Oyuncak, ısır, kütürdet, yudum, göz kırp, salla, git.
تاكل ,تقدد ,تغمز شرب ,تحرك ,تغارد

Deli gibi göz kırpıyorsun, Arthur.
أرأيت ذلك؟ كنت تغمز مثل المجنون، (آرثر).

- Neyi? Garsonlara göz kırpıyorsun.
تغمز للنادلات هكذا.

Neden bir makarna üzerinde göz kırpıyorsun?
-لمَ تغمز وأنت ذاهب لجلب منشفة؟

Jerry, neden sürekli Richard'a göz kırpıp, cebini okşuyorsun?
لماذا تغمز بعينك "لريتشارد وتتلمس جيبك؟