Tam bir karmaşa ve Steve Kodis, Milwaukee'den bir grafik tasarımcı, bunu değiştirmek istedi. | TED | إنها عبارة عن فوضى عارمة و ستيف كولدز هو مصمم جرافيك من ميلووكي يريد تغيير ذلك |
bunu değiştirmek için yapabileceğin bir şey yok ama daha kötü olmasını engellemek için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | ليس بإمكانك تغيير ذلك لكنّ بإمكانك القيامَ بشيءٍ واحدٍ كي لا يزيد سوءاً |
Eminim bunu değiştirmek istemezsin. | Open Subtitles | أؤكد لكَ، أن ليس لديّ أية رغبة في تغيير ذلك |
Benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال |
Ben zamanımızın yapı taşının sadece uzmanlar için olmasını kabullenemiyorum, bu yüzden bunu değiştirmeye karar verdim. | TED | شخصيا لا أقبل هذا، أن وحدات البناء في زمننا مخصصة للخبراء، لذا قررت تغيير ذلك. |
Dünyadaki bütün ağaçlar, hediyeler, hatta ökseotu bile bunu değiştiremez. | Open Subtitles | وكل الأشجار والهدايا وحتى عنقود التقبيل لا يمكنه تغيير ذلك |
Yapacağınız hiçbir şey bunu değiştiremeyecek. | Open Subtitles | لا يمكنكم تغيير ذلك الواقع |
Eğer Kraliçe'yle savaşmak istemiyorsa bunu değiştirmek için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | طالما لا تريد محاربة الملكة فلا أملك شيئاً يستطيع تغيير ذلك |
Hiç senin yanında olamadım ve artık bunu değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | لم أكن حاضرةً لأجلك، وأريد تغيير ذلك |
Benim istediğim şey, Gin, bunu değiştirmek. | Open Subtitles | وجهة نظري يا جين، هي تغيير ذلك. |
bunu değiştirmek zorundayız. | TED | علينا تغيير ذلك |
bunu değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد تغيير ذلك |
bunu değiştirmek istediğimi söyleyin. | Open Subtitles | أخبريه أني أنوي تغيير ذلك |
Dr. Reyna bunu değiştirmek mi istiyordu? | Open Subtitles | - و ( رينا ) أراد تغيير ذلك هو لم يقصد ابداً ان يستخدم تلك الطريقه. |
bunu değiştirmeye çalışırsam ya ben öleceğim ya da Abel zarar görecek. | Open Subtitles | لو حاولت تغيير ذلك ، أما سوف أقتل أو سوف يؤذى |
bunu değiştirmeye yönelik siyasi bir adım yok. | TED | ما من سياسة قادرة على تغيير ذلك. |
Birçok kadın bunu değiştirmeye çalıştı. Sadece gönlüme göre birini bulamadım... | Open Subtitles | لكن نساءٌ عديداتٌ حاولن تغيير ذلك إلّا أنّني لم أجد تلك التي... |
Ben bu bebeği Eliza'nın istediği kadar istiyorum ve dünyadaki hiçbir şey bunu değiştiremez. | Open Subtitles | أريد هذا الطفل كما بقدر إليزا يفعل ولا شيء في هذا العالم هو الذهاب الى تغيير ذلك. |
Will öldü. Zaman bunu değiştiremeyecek. | Open Subtitles | -ويل) ميّت، لا يسعُ الوقت تغيير ذلك) . |
CA: Peki, plastikte bu durumu değiştirmeye çalışmak adına fikrin nedir? | TED | ك.أ: حسنًا ما قولك، إذن، في فكرة أن نحاول تغيير ذلك في البلاستيك؟ |
Ekibimle birlikte bunu değiştirme çabamızı anlatacağım. | TED | إنني هنا لأريكم كيف نحاول أنا وفريقي تغيير ذلك |
Biz de teknoloji bunu değiştirebilir mi diye görmek istedik. | TED | ورغبنا في رؤية إن كانت التقنية تستطيع تغيير ذلك. |
Burası bir it yatağı. Umarım bunu değiştirebilirsin. | Open Subtitles | انه مثل وكر للحيوانات أتمنى ان يكون بامكانك تغيير ذلك |
Olabilir, ama bunu değiştirmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | ربما لكنني أنوي تغيير ذلك |