Dürüst olmak gerekirse, oğlunun sana bizimle kalmak için yalvarmasına biraz şaşırdık. | Open Subtitles | لنكون صريحين ، لقد تفاجئنا قليلا بإن ابنك قام باستجداءك للبقاء معنا |
Boşanma belgelerini görünce, gerçekten şaşırdık, bu yüzden babamızı görmeye gittik. | Open Subtitles | بعد أن رأينا أوراق الطلاق تفاجئنا لذا ذهبنا لرؤية أبي |
- Beğenmemekten ziyade, biraz şaşırdık. | Open Subtitles | -فقط تفاجئنا بغض النظر عن الاعجاب. |
Kayıp dalga boylarının kayıp titreşimlerin, alçak perdelerin olması bizi şaşırtmıştı. | Open Subtitles | كان بالفعل مفقود لقد تفاجئنا لأنه كان هناك أطوال موجية مفقودة التردد مفقود والنغمات المنخفضة مفقودة |
Avusturalya'da buralarda 20 yıl önce geldiğimiz bazı yerlere gittik ve gördüğümüzde şaşırdığımız şuydu ki; | Open Subtitles | هنا في أستراليا ذهبنا إلى بعض الأماكن حيث نحن قد كنّا فيها قبل 22 سنة ونحن تفاجئنا لرؤية ذلك |
Bu hafta haberleri gördüğümüzde ne kadar şaşırdığımızı anlarsınız. | Open Subtitles | بإمكانكم أن تتخيلو تفاجئنا عندما شاهدنا الأخبار هذا الأسبوع |
- Özellikle çok şaşırdık. | Open Subtitles | تفاجئنا على وجه الخصوص . |
Onun gibi başarısız birine gitmeniz bizi şaşırtmıştı. Ferrault işe yaramazın teki, biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | لقد تفاجئنا أنك قد إختر هكذا أحمق. |
Murrow'un geçen akşamki "McCarthy'den nefret edin" programını gördüğümüzde... şaşırdığımız söyleyemeyiz, McCarthy'nin komünizme karşı açtığı savaştan dolambaçlı olarak seçilmiş olan tek-taraflı propaganda bittiğinde, aynı şekilde Makyevelist bir raslantı sonucu bir sonraki program Murrow'un Hollenbeck savunmasını içeriyordu | Open Subtitles | لا يمكننا ان نقول بأننا تفاجئنا بكره (مورو) لـ(مكارثي) خلال الإذاعة بالأمس، حينما أثار تلك الضجة الرهيبة الأحاديةالجانب... بشكل ذكي ومخادع وبإستشهاده بكلمات (مكارثي) ضد الشيوعية |
Aramanıza çok şaşırdığımızı söylemeliyim. | Open Subtitles | لابد ان نقول بأننا تفاجئنا لمكالمتك. |