Bir elma kara deliğe girdiğinde evrenden ayrılıyormuş gibi görünür ve tüm kuantum bilgisi geri dönüşü olmayan bir şekilde kaybolur. | TED | حين تهوي تفاحة في ثقب أسود فإنها تبدو كما لو أنها خرجت من الكون، ونفقد دون رجعة كل معلوماتها الكميّة. |
Tek bir kerede uzun bir şerit yaparak... elma soyabilirdi. | Open Subtitles | كانت تستطيع أن تقشر تفاحة في شريحة واحدة طويلة |
Cennet bahçesindeki, dalından düşmek üzere olan elma gibiydi. | Open Subtitles | غرايس، أيضاً، وَضعَت نفسها في وضع مكشوف. وهناك تَعلّقتْ مِنْ قصبتِها الضعيفةِ مثل تفاحة في جنّة عدنِ. |
- Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! | Open Subtitles | لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها |
- Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! | Open Subtitles | لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها |
Eğer karnın açsa arkadaki çantada elma var. | Open Subtitles | اذا انت جائع هناك تفاحة في الحقيبة في الخلف |
Oh evet, günde bir elma yemekle ilgili ne derler bilirsin. | Open Subtitles | .. و .. أتعلم ما قالوه عن أكل تفاحة في كل يوم ؟ |
Bir gün yolda bir elma bulmuş. Onu almış ve 1 liraya satmış. | Open Subtitles | وجد تفاحة في الشارع ، وبيعت مقابل 1 فرنك.. |
İstersen kalbine bıçak sokup ağzına elma tık. Umurumda olmaz. | Open Subtitles | إطعن قلبه بسكين وضع تفاحة في فمه، لن أذرف دمعة واحدة |
İnşallah kimse ağzına bir elma koyup kızartmaz. Ha ha ha? Hadi başlıyoruz. | Open Subtitles | نامل ان لا يضع احد تفاحة في فمه لا بد لشخص ما ان يحاول تحميصه ها نحن ذا ستكون بخير |
- Sabahlığımda neden bir elma var? - Howard'ın. | Open Subtitles | -لماذا توجد تفاحة في جيب مبذلي ؟ |
Babasının gözbebeğine elma aldım. | Open Subtitles | تفاحة في نظر والدك |
- Götünde hala elma varmı? | Open Subtitles | - لا يزال لديك تفاحة في مؤخرتك؟ |
"Elmanın E'si" dünyanın elma yetişen yerlerinde yaşayan çocuklar içindi; beslenme çantalarında elma olan çocuklar, anneleri ile birlikte manava giden ve renk renk her boyutta elma gören çocuklar. | TED | "حرف A لتفاحة (Apple)،" هي لطفلة في ذلك الجزء من العالم حيث ينمو التفاح والتي تمتلك تفاحة في حقيبة وجبة غذائها وتذهب مع والدتها إلى محل البقالة، وترى الأحمر، والأخضر والأصفر، التفاح من كل الأشكال والألوان والأحجام. |
Sonra ağızına bir elma koyarım. Hansel. | Open Subtitles | و تفاحة في فمك (هانسيل) |