Beverly Hills'e gittiğim zaman beni özleyeceksin. | Open Subtitles | سوف تفتقدينني عندما أذهب إلى بيفرلي هيلز |
Beni özleyeceksin diye kapatma diyorsun. | Open Subtitles | أستخبرينني بأن أتأخر حتي تفتقدينني |
Beni özledin. Ben de seni özledim. Kasılmanın gereği yok. | Open Subtitles | هيا أنت تفتقدينني وأنا أيضاً لا بأس بهذا |
Ayrılmak beni özlemeni sağlar ve bu iyi bir şey. | Open Subtitles | هذا سيجعلك تفتقدينني وهذا جيد |
Beni özlediğin, uzak kaldığımızı ve konuşmamız gerektiğini düşündüğünle ilgili olan. | Open Subtitles | تلك التي تقولين فيها أنكِ تفتقدينني وأنكِ تشعرين بالبعد عني ، وأنكِ تريدين الحديث إلي |
Sen biraz olsun bile beni özlemedin mi? | Open Subtitles | ألا تفتقدينني ولو قليلا |
özlediğini biliyorum. Şimdi bile beni özlüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أعرف أنكِ فقدتيني أنتي تفتقدينني الآن, أليس كذلك؟ |
Hata yapıyorsun. Beni...beni özleyeceksin. | Open Subtitles | لقد إرتكبت غلطة سوف تفتقدينني حقا |
Göreceksin, çok özleyeceksin. | Open Subtitles | ستري، سوف تفتقدينني |
Beni gerçekten özleyeceksin. | Open Subtitles | أنتِ حقاً سوف تفتقدينني . |
Ayrılmak beni özlemeni sağlar ve bu iyi bir şey. | Open Subtitles | هذا سيجعلك تفتقدينني وهذا جيد |
Bu, beni özlediğin anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل ذلك يعني أنك تفتقدينني ؟ |
- Beni hiç mi özlemedin? | Open Subtitles | إذاً, ألا تفتقدينني أبداً؟ |
- Beni özlediğini düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أفكر بأنكِ تفتقدينني |