| Adamım senin Yapman gereken şey o külota uyan sütyeni bulmak. | Open Subtitles | كل ماعليك أن تفعله هو البحث عن الصدرية المناسبة لهذا السيلب. |
| Yapman gereken tek şey ortaya çıkmak ve gerçekleri söylemek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تأتي وتقول الحقيقة |
| Yapman gereken tek şey meyveleri alıp, onları tezgah'ta satmak olacak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تشتري الفاكهة و سوف أقوم أنا ببيعها في كشك |
| Yapmanı istediğim tek şey, bu çocuklara bakıp... fikrimin çılgınca olup olmadığını söylemek. | Open Subtitles | لا لا لا, كل ما أريدك أن تفعله هو أن تنظر لهؤلاء الأطفال و قل لي أن كنت تفكر بأن أفكاري جنونية |
| Yapmanı istediğim şey metal detektörleri kullanarak bu telleri bulman. | Open Subtitles | ،ما أريدك أن تفعله هو أن تعثر على تلك الأسلاك بإستخدام أجهزة الكشف |
| Bilmeni istiyorum. Şu an yaptığın şey bence, kesinlikle gerekli. | Open Subtitles | فقط اود أن تدرك أن ما تفعله هو ضروري جداً |
| Tek yaptığın her şeye çocuk kilidi takıp, ebeveynlik kitapları okumak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو وضع أقفال الأطفال و قراءة كُتب الأبوّة. |
| Yapman gereken tek şey beni geçip onu yakalaman. | Open Subtitles | إذن, فلتفعل شيئاً كل مايجب أن تفعله هو أن تقف وتتخطّاني لتنال منه |
| Belki de Yapman gereken paspasını alıp yukarı çıkmaktır. | Open Subtitles | ربما ماعليك أن تفعله هو أن تتزود بممسحتك وتتجه إلى الأعلى |
| - Yarın senin ifadeni alacaklar. Tek Yapman gereken, kefalet ödemen. | Open Subtitles | كل ما عليك ان تفعله هو ان تدفع الكفالة, خذها من الشركة |
| Yapman greken tek şey, köstebeğin ismini vermek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تعطيني أسم جاسوسك |
| Hayır. Yapman gereken şey gidip bir şans daha istemek. | Open Subtitles | كلا, ما عليك ان تفعله هو أن تذهب و تطلب منها فرصة أخرى |
| Tamam, Yapman gereken kolunu geri çekip hızla fırlatmak. | Open Subtitles | حسناً ما اريدك أن تفعله هو أن تقذها بكل قوتك, اتفقنا |
| tek Yapman gereken, arabaya gidene kadar beklemekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليك أن تفعله هو أن تنتظر إلى أن نعود للسيارة |
| Oysa Yapman gereken geçmiºi unutup iIerIemeye devam etmekti. | Open Subtitles | بينما كل ما كان عليك أن تفعله هو أن تنسى الماضي و تواصل التحرك للأمام |
| Senden tek Yapmanı istediğim, bu iğneyi karnıma enjekte etmen. | Open Subtitles | لذا كل ما أريدك أن تفعله هو أن تحقنني في المعدة.. بهذه الحقنة |
| Şimdi, senden Yapmanı istediğim şey bir kart seçiceksin ve bakıcaksın. | Open Subtitles | الآن الذي أريدك أن تفعله هو أريدك أن تختار بطاقة بالنظر إليها فقط من دون أن تنطقها |
| Bak, Yapmanı isteğim tek şey bir gün izin alman, tamam mı? | Open Subtitles | انظر, الشيء الوحيد الذي أريدك أن تفعله هو أن تأخذ إجازة يومًا واحدًا فقط , حسنًا؟ |
| yaptığın tek şey güncel bir konuyu alıp eski Katolik esprilerine gömmek. | Open Subtitles | كلّ ما تفعله هو أنّك تأخذ أمراً موضوعي وتستبدله بالنكت الكاثولوجية القديمة |
| Tek yaptığın oturup evraklar arasında boğulmak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو الجلوس هنا تكدح على الورق |
| Her zaman beni sevdiğin hakkında konuşuyorsun. Son beş yıldır tek yaptığın konuşmak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو الحديث عن حبى هذا هو كل ما نلته فى الخمس سنوات الأخيرة |