Evet, anlaşmaya çalışırken biraz agresif bir tutum içerisinde olmuş olabilirim. Ama reddettiğinde ben de kabullendim ve bir daha onunla iletişime geçmedim. | Open Subtitles | نعم، كنتُ عدوانياً في محاولة عقد صفقة معها، لكن عندما رفضت، تقبّلتُ ذلك ولمْ اتصل بها ثانية. |
Hayır. Bunu kabullendim. Onu seviyordum. | Open Subtitles | كلاّ، لقد تقبّلتُ هذا، فقد أحببته |
Bunu kabullendim. Onu seviyordum. | Open Subtitles | كلاّ، لقد تقبّلتُ هذا، فقد أحببته |
Makul insanların aynı fikirde olmayabileceğini kabullendim o yüzden davranışım için özür diledim çünkü özür dilemek zayıflık değil güçlü olma alametidir. | Open Subtitles | لقد تقبّلتُ أنّ الناس العاقلين يُمكن أن يختلفوا، لذلك اعتذرتُ له عن سلوكي، لأنّ التأسّف ليس إشارة ضعف، وإنّما إشارة قوّة. |
Ben bunu kabullendim, Tracey de öyle. Bunu kendi küçük tarzıyla kabullendi. | Open Subtitles | أنا تقبّلتُ الأمر، وكذلك (تريسي) تقبّلت ذلك بطريقتها الخاصّة |