"تقضى" - Traduction Arabe en Turc

• geçirmek
• geçiriyorsun
• geçiriyor
• geçirdiğini
• geçirirsin
• geçirmeni
• geçirmelisin
• geçiriyordu
• geçireceksin
• geçir
• geçirirsiniz

Gelecek 20 yılını, zincirli halde geçirmek ister misin?
تريد ان تقضى السنوات الـ20 التالية مع بعض من العصابة المقيدة,، تكسر الصخر؟

Onlara, Michael Corleone'nin konuğu olarak, Geceyi onun Tahoe'deki evinde geçirmek istediğinizi söyleyeceksiniz.
و أنك قررت أن تقضى سهرتك كضيف عند مايكل كورليونى

O lanet bodrumda çok fazla zaman geçiriyorsun.
تانك تقضى وقتا كثيرا فى هذا السرداب السئ،

Daha da kötüsü bahçıvanla uğraşarak geçiriyor.
تقضى كل وقتها فى زرع الحديقة والأسوأ000 بستانى الحديقه

Jenny'yi düşünmeye başladım ve California'da yılbaşı gecesini nasıl geçirdiğini düşündüm.
بدأت فى التفكير بجينى أتسائل كيف تقضى ليلة رأس السنة ؟ فى كاليفورنيا

Bilezikte temiz bir parmak izi bulamazsam... yaz tatilini Sollicciano'da hücrede geçirirsin.
اذا لم اجد بصمة كاملة له على السوار فسوف تقضى الصيفية في زنزانة في كوليكانو

Ve Cynthia gelecek bir kaç günü bizimle birlikte geçirmeni istiyor.
ا سينثيا تريدك ان تقضى معنا الأيام القادمة

Sadece bu kızla biraz zaman geçirmelisin. Onu tanımalısın.
يجب فقط أن تقضى بعض الوقت معها تتعرفى عليها

Ve gecelerini, 65 milyon yıldır ölü olan şeyler hakkında okuyarak geçirmek. - Demek istediğim, bu tuhaf.
وبعد ذلك تقضى لياليكَ تَقْرأُ عن الأشياءِ التيماتتمنذ65مليونسنةِ.

"Biri ile hoşça vakit geçirmek garip değildir
'ليس غريبا انت تقضى وقتا ممتعا مع كل الناس

Emily'le sadece bir gün daha geçirmek için her şeyini vermez miydin?
الن تضحي باى شئ مقابل ان تقضى يوم واحد مع إميلي؟

Sana söylüyorum. Bence o Polly orospusuyla fazla zaman geçiriyorsun.
اعتقد انك تقضى الكثير من الوقت مع "هذه العاهره "بولى

Kapalı kapılar arkasında vakit geçiriyorsun, telefonlar falan...
انت تقضى الكثير من الوقت خلف الابواب المغلقه و تقوم بالعديد من المكالمات الهاتفيه

Bütün vaktini benimle geçiriyorsun, olup olmadığını bilmiyorum?
أنت تقضى أغلب الوقت معى وأنا لا أعرف إن كان لديك واحدة

Bilmiyorsan haberin olsun, Nisha tüm zamanını Rohit'le geçiriyor.
كما لو أنَّك لا تَعْرفُ. نيشا تقضى كُلّ وقتها مَع روهيت.

Zamanını dedikodu sütunlarında yer alıp, boşanma mahkemesinde geçiriyor.
أظن أنها تقضى معظم أوقاتها فى الصحف الاحتماعيه المتعلقه بمحاكم الطلاق

Her Noel'i babasının mekânında onunla birlikte geçirdiğini biliyordum bu yüzden kesinlikle orada olacağını da biliyordum.
اعلم انها تقضى كل عيد ميلاد مع ابيها وسوف تكون بالتأكيد هناك

...dilediğin gibi geçirirsin, ama akşam olunca ertesi gün okula gideceğini hatırlarsın, ve gecenin geri kalanı mahvolur.
عندما تقضى طيلة اليوم مستمتعاً و يكون ذلك عظيماً ثم تتذكر أنه عليك الذهاب للمدرسة باليوم القادم و هذا يخرب كل خططك لليلة

Ama hayatının geri kalanını kızını kurtaramadığını düşünerek geçirmeni tercih ederim.
انا افضل انت تقضى ما يتبقا من حياتك انك لم تستطع ان تنقذ الفتاة الصغيرة

O solaryumda daha çok vakit geçirmelisin.
أنت تحتاج أن تقضى بعض الوقت فى صالون التسمير

Atlanta'ya gitti, sonra eve gelmedi, çünkü çok iyi vakit geçiriyordu.
لقد ذهبت لزيارة إبنة عمها فى أتلانتا و لم تعد للبيت لأنها كانت تقضى وقتاً رائعاً

Ya öleceksin ya da geri kalan hayatını hapiste geçireceksin.
اما ان تكون ميتا او تقضى باقى حياتك بالسجن

İstanbul'da bizimle birkaç güzel gün geçir ve sonra... sonra evine git.
يجب أن تقضى معنا بعض من الأيام الجميله فى إسطنبول ثم تعود

Sen ve senin gibi pislikler hiçbir risk almaz bütün gününüzü gerçek polisleri sömürmekle geçirirsiniz.
انت وكل التوافه أمثالك لا تخاطر بشىء, تقضى يومك كله تمتص نخاع رجال الشرطه الحقيقيون