Ve anladığım kadarıyla siz ikiniz onun etrafında çok fazla zaman geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | و بالنسبة لي يبدو أنكما تقضيان وقتا طويلا معها |
Her ne sebeple olursa olsun, görünen o ki ikinizde hep büyük balığı yakalamak için ofis dışında çok zaman geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | أجل، صحيح. لسبب ما، يبدو أنّكما تقضيان الكثير من الوقت خارج المكتب بحثاً عن خبر مهم، |
- Yani, birlikte çok vakit geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | لأنكما تقضيان الكثير من الوقت معاً لاأعرف |
Geceyi burada geçiriyorsun. | Open Subtitles | هذا حيث تقضيان الليل. |
Aaron'la da epey zaman geçiriyorsun. | Open Subtitles | و تقضيان وقتاً كبيراً مع (آرون) |
Bir ara her anı beraber geçirirdiniz. | Open Subtitles | - كانت تعيش في الجادة (إليس)، كنتما تقضيان الوقت كله معاً |
Bir ara her anı beraber geçirirdiniz. | Open Subtitles | - كانت تعيش في الجادة (إليس)، كنتما تقضيان الوقت كله معاً |
Evet, ikinizin birlikte epey vakit geçirdiğinizi duydum. | Open Subtitles | أجل، سمعت أنّكما تقضيان الكثير من الوقت سويًّا |
- Evet. Son zamanlarda beraber çok vakit geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما الإثنان كنتما تقضيان وقتًا كثيرًا سويًا مؤخرًا. |
Son zamanlarda ikiniz eskisinden daha az zaman geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً , جيد تبدوان أنتما الأثنان كأنكما تقضيان أقل أوقاتاً |
Sanırım birlikte çok vakit geçiriyorsunuz. Bunun için bir şarkı seçmesi garip değil. | Open Subtitles | أخمّن أنكما تقضيان وقتًا مليًّا معًا، ليس مريبًا أن يكرّس لكما أغنية. |
İkiniz iyi vakit geçiriyorsunuz gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنكما تقضيان وقتاً ممتعاً |
İkiniz iyi vakit geçiriyorsunuz gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنكما تقضيان وقتاً ممتعاً |
Mesela ikiniz, birlikte epey bir zaman geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | وكذلك أنت، تقضيان الكثير من الوقت سوياً |
Avery'yle epey zaman geçiriyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت و(إيفري) تقضيان الكثير من الوقت سويا، أليس كذلك؟ نحن نفعل، أجل. |
Aaron'la da epey zaman geçiriyorsun. | Open Subtitles | و تقضيان وقتاً كبيراً مع (آرون) |
Birlikte nasıl vakit geçirirdiniz? | Open Subtitles | كيف كنتما تقضيان وقتكما معا؟ |
İkinizin beraber epey fazla vakit geçirdiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكما تقضيان وقتًا طويلًا معًا. |
Sadece senin ve Davis'in bu birlikte bu kadar zaman geçirdiğinizi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنّك و(ديفيس) تقضيان كلّ هذا الوقت معاً. |