Göğüsler git gide büyüyor, biz de son teknoloji ile buna yetişmeliyiz. | Open Subtitles | إنّ الصدورَ فقط ذاهِبة إلى إستمرّْ بكَبْر، ونحن نَحتاجُ آخر تقنيةِ للمُوَاصَلَة. |
P3000 hayal modülüm var, son teknoloji ürünü! | Open Subtitles | ! أنا عِنْدي وحدة خيال P3K آخر تقنيةِ |
Zamanda ileri ve geri yolculuk için Eski teknoloji dışında şu ana kadar bildiğimiz tek yol, güneş patlamasının yol açtığı manyetik alanla kesişen bir solucandeliğinden geçmekti. | Open Subtitles | ., * حتى الآن، ما عدا تقنيةِ * القدماء هذه الطريقه الوحيد التى نَعْرفُها للسفر جيئة وذهاباً خلال الوقتِ أَنْ تعْبرَ الثقب الودى |
Bay Shimomura ülkenin önde gelen bilgisayar güvenliği teknolojisi şirketlerinden birinde sistem danışmanı olarak çalışmaktadır. | Open Subtitles | السّيد شيميمورا خبير في تقنية معلومات وأحد الخبراءِ في الأمانِ وتقنية معلومات تقنيةِ البلادِ. |
Savaşçının zırhı ileri bir enerji emme teknolojisi barındırıyor gibi. | Open Subtitles | يَظْهرُ درعُ المحاربَ أن لديه تقنيةِ إمتصاصِ الطاقةِ المتقدّمةِ |
aslında, mag-lev teknolojisi ,ilerlemiş pil ve jeotermal enerji arasında bir daha fosil yakıtlarının kullanılmasına gerek yoktur. | Open Subtitles | فيالحقيقة, الخزنَ المتقدم لطاقة البطاريةِ , حرارة الأرض الجوفيةَ، _BAR_ mag-lev_BAR_ بين تقنيةِ |