siz ne yapıyorsunuz çocuklar? Sizin Noel alışverişi yapmanız gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تقوموا بالتبضع قبل ليلة رأس السنة ؟ |
Açık olmadıysa, bunu gerçekten yapmanızı istiyorum. | TED | في حالة أنها ليست واضحة، فإنني أريد منكم حقًا أن تقوموا بهذا. |
Modern tarihin en büyük krizi yaşanıyor ve siz hiçbir şey yapmadınız. | Open Subtitles | هذه أعظم أزمة فى العصر الحديث ولم تقوموا بشئ بعد |
siz yapmazsanız onlardan daha fazla hoşlanmamak için şans yakalayacak. | Open Subtitles | سيكون لدية فرصة لكي لا يحب المزيد منهم لو انكم لا تقوموا بـ |
Size anlatacaklarımı anlamanız için, ilk önce bir şey yapmalısınız. | Open Subtitles | لإستيعاب ما انا على وشك قوله لكم, فى بادئ الامر, يجب ان تقوموا بشئ. |
Neden üzgün olmayı bırakıp da buraya yapmak için geldiğiniz şeyi yapmıyorsunuz, oyunu öğrenmiyorsunuz? | Open Subtitles | ما رأيكم بدلاً من أن تكونوا آسفين أن تقوموا بما تم جلبكم إلى هنا لأجله؟ والذي هو تعلم اللعبة؟ |
Ama gerçek ortada siz şimdiye kadar, tam üç yıldır gereken şartları karşılayamadınız. | Open Subtitles | لكن الوقائع تدل أنكم لم تقوموا بما يطلب منكم منذو 3 سنوات متتاليه |
siz bizi tehdit etmeden önce biz mutlu bir gezegendik. | Open Subtitles | لقد كنا يوماً ما كوكباً سعيداً قبل أن تقوموا بتهديدنا |
Yani, mucizevi şekilde şu anda daha iyi olmazsak biraz ara verin ve bence siz biraz arkada durun. | Open Subtitles | لذلك, إذا لم تتحسنوا بشكل سحري بهذة الثانية إذاً أعتقد بأنه يجب تقوموا بما هو بمصلحة الفريق و ربما |
Bu gerçek. Sizlerin daha değişik düşünmenizi istiyorum, ama ayrıca birşeyler yapmanızı da istiyorum. | TED | هذا صحيح، أريدكم أن تفكروا بطريقة جديدة، لكنني أريدكم أن تقوموا بأشياء فعلية. |
Sizden hızlıca yapmanızı istediğim şey başınızla sağ tarafınızdaki kişiyi selamlamanız, ve daha sonra solunuzdaki kişiyi selamlamanız. | TED | ما اود منكم القيام به بسرعه، هو ان تقوموا بالايماء للشخص الجالس على يمناكم، و من ثم بالايماء للشخص الجالس على يسراكم، |
Ve hepsinden önemlisi, bunları göstere göstere yapmanızı istiyoruz. | Open Subtitles | وفوق كل ذلك نريدكم أن تقوموا بهذا بشكل مرئي |
Tekrar filan yapmanız mümkün mü acaba? Tekrar mı, hoşuma gitti. | Open Subtitles | هل هناك فرصة يا رفاق أن تقوموا بالإعادة أو قبيل هذا؟ |
yapmanız gereken tek şey kendinizi salmayıp cesaretinizi kaybetmemenizdir. | Open Subtitles | الشيء الأساسي الذي يجب أن تقوموا به هو أن تتنظموا |
Bu zor bir durum ve siz sadece işinizi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا موقف صعب وأنت فقط تقوموا بعملكم |
Bu zor bir durum ve siz sadece işinizi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أن هذا موقف صعب وأنت فقط تقوموا بعملكم |
Takas için şansınız vardı ama yapmadınız. | Open Subtitles | كان لديكم الفرصة للقيام بعملية مبادلة، ولم تقوموا بها |
siz hiçbir şey yapmadınız. Zaten yapılacaktı. | Open Subtitles | لم تقوموا بفعل أي شيئ لقد أردنا إصلاحها قبل أن تعترضوا |
Şimdi, korkmayın. Aptalca bir şey yapmazsanız her şey yolunda gider. | Open Subtitles | ان لم تفزعوا او تقوموا بعمل غبي كلكم ستكونون بخير |
Size kodları verebilirim; fakat ondan önce benim için bir şey yapmalısınız. | Open Subtitles | أستطيع أن أعطيكم إياها، لكن عليكم أن تقوموا بشيء لأجلي |
Eğer elleriniz kanamıyorsa, doğru yapmıyorsunuz demektir. | Open Subtitles | إذا لم تكن أيديكم تنزف لإانتم لا تقوموا بها بالشكل الصحيح |
siz basın mensupları, işinizi yapın ve Teresa'nın yüzünü halka unutturmayın. | Open Subtitles | فقط تأدوا كوسائل إعلام أن تقوموا بواجبكم و أن تجعلوا وجهها ظاهر أمام الناس |
Eğer bir websitesiyse, sitenin bir ekran görüntüsünü gösterin. Yani, canlı bir demo yapmayın. | TED | أهو موقع على شبكة الإنترنت, أرني لقطة لموقعك هذا. أتعلمون , لا تقوموا بعرض حي. |