Ama eğer Güneş sistemi dışı gezegenlerde yaşamdan bahsediyorsanız Bunu yapmak zorundasınız. | TED | لكن إذا اردت المعرفة عن الحياة في الكواكب خارج نظامنا الشمسي عليك ان تقوم بهذا العمل. |
Şu anda Bunu yapmak zorunda olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفه على جعلك تقوم بهذا فى الوقت الحالى |
Tamam, burada bir duralım. Bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | حسناً ، لنتوقف قليلاً لا يمكنني أن أدعك تقوم بهذا |
bunu yapıyorsun çünkü Michael şimdi senin için çalışıyor? | Open Subtitles | أنت تقوم بهذا لأن مايكل يعمل لك؟ |
Senin için de kişisel olmalı. Arkadaşın olarak senden Bunu yapmanı rica ediyorum. | Open Subtitles | ويجب أن يكون الآمر شخصى بالنسبة لك أيضاً كصديق لى أطلب منك أن تقوم بهذا لآجلى |
Sırf sinirimi bozmak için yapıyorsun bunu! | Open Subtitles | لا يعنيني انت تقوم بهذا عمداً فقط لتتلاعب معي |
Neden Bunu yapmak istediğini düşündüm bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ ظننت أنك ستريد ان تقوم بهذا, هذا غباء |
Bunu yapmak zorundasın ve nedenini soramazsın. | Open Subtitles | يجب أن تقوم بهذا و لا يمكنك أن تسأل عن السبب |
Sağ ol baba ama Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | شكراً لكَ، أبي لـكن لا يجب عليكَ أن تقوم بهذا |
"Bunu yapmak istediğine emin misin?" | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد أن تقوم بهذا العمل؟ |
Bir kez oraya geldiniz mi, artık Bunu yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ..حالة الآلهة و حالما تَصِل إليها فليس .عليك أن تقوم بهذا مُجدداً |
Bunu yapmak istiyorsan şimdi yapmalıyız. | Open Subtitles | ،لذا، اذا كنت تريد ان تقوم بهذا فلتقم به الآن |
Kusura bakma doktor. Bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | أنا آسف , يا دكتور لا يمكنني تركك تقوم بهذا |
Bunu yapmana izin vereceğimi sanıyorsan kafayı yemişsin. | Open Subtitles | اذا ظننت اني سأدعك تقوم بهذا فانت قد جُننت |
Yaklaşmayın! Bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | لا، لا يمكنني أن أتركك تقوم بهذا |
Büyük bir buluş yaptığının farkındayım. Bu yüzden bunu yapıyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنك شهدت انتعاشاً لهذا تقوم بهذا |
Neden bunu yapıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تقوم بهذا ؟ |
Pazartesi günü burada işin olsun istiyorsan, Bunu yapmanı öneririm. | Open Subtitles | و إذا أردت أن تكون لك وظيفة هنا يوم الإثنين، أقترح أن تقوم بهذا |
- Nasıl yapıyorsun bunu? | Open Subtitles | كيف تقوم بهذا ؟ |
- Hat meşgul olduğunda böyle yapar. | Open Subtitles | -أنها تقوم بهذا عندما تجد الخط مشغولاً |
Grace Taylor'ın bunu yapıyor olması daha büyük bir ihtimal. | Open Subtitles | أنه يبدوا أكثر واقعيا أن جريس تاليور تقوم بهذا |
Bunu yapıyormuşsun. | Open Subtitles | و لكننا نفهم الأن أنك كنت تقوم بهذا |
Bu işi yapmalısın ve mahkemeye, hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın Hollywood toplumu içerisindeki bu saygıdeğer adamın kokain alıp sattığını göstermelisin. | Open Subtitles | تقوم بهذا ، ثم تذهب للمحكمة و تثبت بالدليل القاطع أن هذا الرجل المشهور في هوليوود يتاجر في الكوكايين |