Sonuç olarak, tüm 3 boyutlu şekilleri yapabilirsiniz. | TED | وبالتالي تكون كل هذه الأشكال الثلاثية الأبعاد. |
Kaleci olduğunuzda tüm gözler üzerinizdedir, bu da baskıyı getirir. | TED | عندما تكون حارس مرمى، تكون كل العيون عليك، ومع هذا يأتي الضغط. |
Görünen o ki nadiren bu tür durumlara karşı pratik yapıyoruz. Sonuç olarak, bazen tüm gözler üzerimizdeyken elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. | TED | يتضح أننا نادرًا ما نتدرب تحت الظروف التي سوف نؤدي فيها، وكنتيجة، عندما تكون كل الأعين علينا، أحيانًا نفسد أداءنا. |
Diğer yandan, tüm hayatında hata yapmak kaderin olmuş ama sonunda başarmışsan? | TED | ولكن على الجانب الآخر، ماذا يحدث عندما تكون كل حياتك مقدر لها الفشل ولكنك رغم ذلك تنجح؟ |
Yani bazı oyunlarda, her hamleyi kafanda hesaplarsın. | Open Subtitles | هذا يعنى ان بعض الالعاب تكون كل حساباتها الممكنة داخل رأسك |
Tom'un arabasının ulaştığı gibi günlük hayattaki hızlarda tüm bu etkiler aslında bizim gösterdiğimizden çok, çok daha küçük. | TED | مع السرعات اليومية، كسرعة سيارة توم، تكون كل التأثيرات في الواقع أصغر بكثير مما بيناه هنا. |
tüm hareketlerin göz kamaştırıcı veya görünür olması gerekmiyor. | TED | الآن، لا يشترط أن تكون كل المبادرات مذهلة أو حتى علنية. |
400 adet istiyorum. tüm şehrin etrafını mayınlamalıyız. Emredersiniz, Gordon Paşa. | Open Subtitles | أريد 400 قدر ، يجب ان تكون كل الطرق الى المدينة ملغومة |
Hele Kuzey'in tüm vergileri söz konusuyken asla. | Open Subtitles | . لا يقبل بضعة جنيهات للأمساك ببعض المجرمين . ليس عندما تكون كل أموال الضريبة للجزء الشمالى تكون معروضة |
Elimize geçecek tüm bilgi bu olabilir. | Open Subtitles | هذه قد تكون كل المعلومات التي نحتاجها لإيجاد الهدف؟ |
Bu hiç adil değil ama! tüm şehir babamın karşısında! | Open Subtitles | أن تكون كل البلدة ضد والدي, سيقولون طبعاً أنه هو من قام بذلك |
Her bir atomu bir yıl gibi görüp saymaya başlasaydım tüm evrende bu sayının yanına bile yaklaşacak yeterince atom olmayacaktı. | Open Subtitles | لو بدأت بحساب ذرات الكون بحيث تكون كل ذرة مقابل سنة فسوف لن تكون هناك ذرات كافية في الكون كله لتغطي هذا الرقم |
Şehirden önce ama son duraktan sonra olmalı, böylece tüm çuvallar olacak. | Open Subtitles | يجب ان تكون قبل المدينة لكن بعد المحطة الاخيره تكون كل الحقائب على متن القطار |
Bir tüccarın gururu tüm parayı, ...cebe indirene kadar ortaya çıkamaz. | Open Subtitles | كرامة رجل الاعمال لا يمكن ان تخرج حتي تكون كل النقود التى جناها فى جيبه |
Evet, vurucu kendisi. tüm maç onun eline bakabilir. | Open Subtitles | أجل , أنه الضارب قد تكون كل الأمور معتمدةً عليه |
Ama kabul etmelisiniz ki böyle bir noktaya değinmek için zorlu zamanlardayız hele ki tüm Avrupa'da olağanüstü hal varken. | Open Subtitles | لكن يجب أن نتفق أنه وقت صعب لاحترام تلك النقطة حين تكون كل أوربا في حالة طوارئ |
Kent kanunları, tüm yeni inşaatların.... ...yeni bir teftişle ilerleyeceğini öngörmektedir. | Open Subtitles | تنص قوانين البلدية على أن تكون كل أعمال البناء الجديدة مبنية على فحص جديد |
Vannevar Bush ve Memex'i -- tüm insan bilginin elinin altında bulunması fikri -- onun bir hayali vardı. | TED | فانيفار بوش مع الميمكس خاصته -- فكرة أن تكون كل المعرفة الإنسانية عند طرف إصبعك -- كانت لديه هذه الرؤية. |
Nasıl oluyor da, tüm okul kıyafetlerim bej olabiliyor? | Open Subtitles | كيف تكون كل ملابس مدرستي بلون البيج؟ |
Bu da bazı oyunlarda yapabileceğin her hamleyi hesaplamışsın demektir. | Open Subtitles | هذا يعنى ان بعض الالعاب تكون كل حساباتها الممكنة داخل رأسك |