Kalabalığın içinde yalnız kalmak ise daha kötü. | Open Subtitles | أن تكون وحيداً وسط الزحام لشئ أسوأ من ذلك |
Bütün bunların hepsi Mary kendi hayatını kurmak istedi, sen de yalnız kalmak istemediğin için oldu. | Open Subtitles | كل هذا من أجل أن لا تكون وحيداً لأن ماري أرادت أن تعيش حياتها الخاصة |
Ve yalnız olmayacaksın, Zack. Birimiz, her zaman burada olcağız. | Open Subtitles | ولن تكون وحيداً فأحدنا سيكون هنا طوال الوقت |
Yani yalnız olmayacaksın. Sacramento'ya. | Open Subtitles | لذا لن تكون وحيداً هذا لمستشفى ساكرامنتو |
Ama aslında, Yalnız olmak çok da kötü değil. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي ليس من السيء جداً أن تكون وحيداً |
O zaman tüm perdeler ve kapılar açılır ve asla yalnız kalmazsın...asla. | Open Subtitles | و سترتفع كل الستائر و ستفتح كل الأبواب و لن تكون وحيداً أبداً بعد الآن |
Bazan toplumdan dışlanmış gibi hissedeceksin. Ama asla yalnız kalmayacaksın. | Open Subtitles | أحياناً ستشعر بأنك منبوذ لكنك لن تكون وحيداً أبداً |
Yalnız kalmaktan korkuyordun, öyle mi? | Open Subtitles | كنت خائفاً أن تكون وحيداً هل هذا هو الامر؟ |
Sadece yalnız kalmak istiyordunuz ve... | Open Subtitles | لم تكن حقاً .... لقد أردت أن تكون وحيداً , و |
Tam olarak seni ne korkutuyor biliyorum Gabriel. Ölümsüz olarak yalnız kalmak. | Open Subtitles | أعلم بالتحديد ما يخيفك يا (سايلر) وهو أن تكون وحيداً في خلودك. |
"Buradan gitmek ve uzaklara gitmek ve yalnız kalmak zorundasın" | Open Subtitles | "عليك أن ترحل وتبتعد وعليك أن تكون وحيداً" |
Bazen biraz yalnız kalmak da güzel bir şeydir. | Open Subtitles | احياناً يكون من الرائع ان تكون وحيداً |
Sana garanti ederim, yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | وأنا أضمن لك أنك لن تكون وحيداً |
Sana garanti ederim, yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | وأنا أضمن لك أنك لن تكون وحيداً |
Biliyorum annenin yerini alamam ama nefes aldığım sürece yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | أعرف أنّني لا أستطيع الحلول مكان والدتك... لكن طالما أنا حيّ، فلن تكون وحيداً أبداً. |
Bir daha asla yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | {\c0c7c9f} سنخلد هذه اللحظة {\c0c7c9f}لن تكون وحيداً أبداً |
Ne kadar yaşlı olduğun umurumda değil, düğünlerde Yalnız olmak zordur. | Open Subtitles | لايهمكم كانعمرك, من الصعب أن تكون وحيداً في زفاف |
Sadece Yalnız olmak istemedin ya da belki belki egon için istedin ya da belki sefil hayatını daha iyi bir hâle getiriyordu, ama onu sevmedin çünkü sevdiğin insanı yok etmek istemezsin! | Open Subtitles | أنت لم ترد أن تكون وحيداً أو ربما . . كانت ترضي غطرستك أو |
Yalnız olmak, sürekli bir boşluk hissetmek. Kimsenin bunu anlamaması. | Open Subtitles | أنّ تكون وحيداً طوال الوقت ، أنّ تشعر بالفراغ الداخلي ، و ألاّ أحدّ يفهمكَ أحداً. |
Bunu yapabilirsen asla yalnız kalmazsın. | Open Subtitles | لو يمكنك فعل ذالك، لن تكون وحيداً أبداً. |
Harika haberlerim var, bunu bizimle paylaşırsan asla yalnız kalmazsın ve daima aramızda olursun. | Open Subtitles | أنا تتشارك بذلك مع بقيتنا لذا لن تكون وحيداً أبداً و ستندمج دائماً |
Yalnız kalmaktan korktuğun için bu kadar acele ediyorsan, yalnız kalmayacaksın. | Open Subtitles | لو تتسرع في ذلك لأنك خائف من أن تكون وحيداً أنت لست وحيداً |