Yani bütün öfkeni uğraştığımız şeylere yoğunlaştır ve onların peşinden git. | Open Subtitles | لذا يمكنكَ الغضبُ من كلّ ما نفعله و تلاحقهم. |
Onların peşinden gitmelisiniz, kızımın değil. | Open Subtitles | يجب ان تلاحقهم هم وليس ابنتي |
Neden onların peşinden gitmiyoruz, Muska? | Open Subtitles | لماذا لا تلاحقهم "موسكا"؟ |
Eðer sürüm bazı engellemeler, l onları takip onları alabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا عرفت مكبوتات معينة فقد أجعلها تلاحقهم |
Kardeşlerimi seviyorum ama kaos onları takip ediyor. | Open Subtitles | أنا أحب إخواني، ولكن الفوضى تلاحقهم في كل مكان |
Mesleğinin hakkında pek bir bilgim yok ama işinizin takip etmek olduğu bir kadının geleceğiyle ilgili kehanette bulunmanın normal olduğunu sanmam. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الكثير عن مهنتك ولكني أشك في تنبؤك بمستقبل النساء الذي تلاحقهم بشكلِ معتاد |
Nerede olursa olsun, kameralar onu hep takip etti. | Open Subtitles | لا يهم إلى أين يذهبون, الكاميرات تلاحقهم |
Ama dertler onları epey takip ediyor. | Open Subtitles | لكن المشاكل يجب أن تلاحقهم بكثرة |