İyi bir asker, görebildiğin bir şey olduğunda duvar, tepe, nehir, o zaman daha kolay. | Open Subtitles | عندما يعرف لماذا يقاتل عندما يكون شيء يمكنك ان ترى الجدار، تلة, النهر، فإنه من الأسهل |
Demek ki suç mahalli yakınlarında en az yüzde 35 eğimli bir tepe aramamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، نحن نبحث عن تلة مع منحدر من 35٪ أو أكثر في مكان ما في بالقرب من مسرح الجريمة لدينا. |
"Spyglass Tepesi'nden, güney-güneydoğuya doğru Şeytan Kayası'ndaki Fingertrunk Ağacı'na git." | Open Subtitles | تلة سباي غلاس ثم جنوب وجنوب شرق ثم علامة جذع الشجرة |
Eğer kaptanın, Ben Gunn'ı görmek isterse bu gece tek başına Spyglass Tepesi'nin tepesine gelmesine söyle. | Open Subtitles | إذا أراد قبطانك مقابلتي أخبره بأن يأتي الليلة لوحده إلى أعلى قمة تلة سباي غلاس |
Rahmet Dağı olarak bilinen bir tepecikte Muhammed son hutbesini verdi. | Open Subtitles | وعلى جبل عرفات وعلى تلة صغيرة تسمى جبل الرحمة |
su aptal tepeden asagi indim ve market alisverisi yaptim. | Open Subtitles | لقد تجولت على تلة سخيفة وذهبت لتسوق البقالة. |
Sonra bir gün Vicksburg'da, bir tepeye çıkmamız emredildi. | Open Subtitles | ثم في يوم ما في فيكسبيرغ أمرنا بالصعود فوق تلة |
Sokağın sonunda da bir tepe var ve garajda da iki tane kızak. | Open Subtitles | وهناك تلة اعلى الشارع وانا لدي اثنين من الزلاجات في المرآب |
Bayan Kaur ile evlen tepe istasyonunda bir yere yerleş. | Open Subtitles | تزوج الآنسة كور واستقر في مكان على تلة ما |
Şikayet etme. tepe geçmeden gidebileceğimiz tek bar buydu. | Open Subtitles | دون وأبوس]؛ ر يشتكي، بل هو أقرب شريط دون تلة المعنية. |
Üç numaralı paketi istiyorsun, mavi takım, tepe manzarası, bir orgla çalınan Pachelbel'in "D'deki top" bestesi, zambaklar ve üstünde 23. ilahinin yazılı olduğu bir kart. | Open Subtitles | وتريد عدد ثلاثة أشياء تذكرك به بالبدلة الزرقاء مع واجهة لتصميم صورة تلة وشريعة أطلاق المدفع على العضو بزنابقِ مراقبَ النجوم |
Bazı haberleri var. Bizimle Primrose Tepesi'nde buluşacak. | Open Subtitles | أنه لدينا أخبار جديدة أنه يطلب أن يقابلنا عند تلة البروميز |
Durun biraz, o kum Tepesi az önce hareket mi etti? | Open Subtitles | هل تلة الرمال تلك قد تحركت للتو ؟ ربما هذا فقط سراباً |
Bu büyük tepe Campbell Tepesi diye bir yer. | Open Subtitles | هذه الكتلة الأرضية تطابق شيء " يسمى " تلة كامبل |
"Zorluk Dağı"na gelmeleri pek de uzun sürmemişti. | Open Subtitles | ولم يمضي وقت كثير حتى وجدوا أنفسهم واقفين أمام تلة الصعوبة |
Nur Dağı olarak bilinen bir yerde. | Open Subtitles | الى تلة عالية كانت تسمى " جـــــــــبل النـــــــور " |
Şu aptal tepeden aşağı indim ve market alışverişi yaptım. | Open Subtitles | لقد تجولت على تلة سخيفة وذهبت لتسوق البقالة. |
Yalnız bu sefer sarp bir tepeden aşağı iniyordum. | Open Subtitles | إلا هذه المرة، كنت أسير إلى تلة شديدة الإنحدار |
A.B.D.'nin ikinci piyade alayından 380 asker Okinawa'da, 'Dick Hill' adını verdikleri tepeye saldırıyordu. | Open Subtitles | هجمت كتيبة من فرقة المشاة الأمريكية هاجموا تلة في "أوكيناوا" والتي سموها "ديك هيل" |
Bir tepeye kurulmuş bu şehir, dünyanın umutlarını bir araya topluyor. | Open Subtitles | هذه المدينة على تلة تربط معا. آمال العالم . |
Hiç yüksek ve rüzgârlı bir tepede durup meşe palamutlarının düşüp yuvarlanmasını dinlediniz mi? | Open Subtitles | هل وقفت على تلة عالية مليئة بالريح و سمعت صوت سقوط الجوز ودحرجته؟ |
Ve bu benim Hristiyan Koalisyon liderlerinden bir arkadaşımla Capitol Hill'e gidip internet tarafsızlığı için lobicilik yapmamı sağladı. | TED | وهذا قادني لزيارة تلة الكابيتول مع أحد قادة التحالف المسيحي، صديقي، للضغط من أجل حيادية الشبكة. |
Bu fikri, küçük bir akıl deneyi vardı: Bir top alırsınız, bir tepenin tepesine koyarsınız. | TED | كانت لديه هذه الفكرة، تجربة عقلية قليلا. بأن تأخذ مدفعا، وتضعه على قمة تلة. |
"Pardon, ensestler vadisindeki hastalık kaynayan bir fahişe fabrikasından kaçmış." | Open Subtitles | الذي ستقوله له " أنا آسف لكنه هرب " " من مصنع أمراض عاهرات في تلة للمقطورات ؟ " |