Dün sabah bir televizyon programında bu uğursuz çaba, bir sese, bir yüze ve bir isme büründü. | Open Subtitles | البارحة صباحا في برنامج تلفزي ذلك الإحتقار تمّ إعطائه صوت و وجه و إسم. |
Çünkü en büyük dizinin ana televizyon yıldızı küçük kardeşine hala kahvaltı hazırlamak istiyorsa şaşıracağım. | Open Subtitles | لأنني سأكون مصدوم أن نجم مسلسل تلفزي عظيم ما زال يريد تحضير الفطور لأخيه الصغير |
Evet, ama... Sen radyo ve televizyon programları yaptın. | Open Subtitles | نعم ، لكنكِ كنت صاحبة برنامج إذاعي و تلفزي |
Bir film yıldızı ve bir televizyon yıldızı- hepsi aynı aile içinde. | Open Subtitles | نجم سينمائي، ونجم تلفزي في نفس العائلة. |
Neden bir televizyon dizisinde daha oynamıyorsun? | Open Subtitles | ما رأيك بالقيام بمسلسل تلفزي آخر؟ |
Evet, televizyon dizisindeki başrol. | Open Subtitles | أجل، دور البطولة في مسلسل تلفزي |
Toplantım var. televizyon işi işte, sıkıcı. Sana rastlamak ne kadar garip. | Open Subtitles | اجتماع تلفزي ممل كم هو غريب مصادفتك |
Kısaca, televizyon tarihinin en büyük olayı. | Open Subtitles | إجمالاً، أفضل برنامج تلفزي على الإطلاق |
Adı duyulmamış bir televizyon senaristiyle ilgili bir araştırma. | Open Subtitles | تحقيق عن كاتب تلفزي معروف بعض الشئ. |
Sadece başka bir aşırı kilolu televizyon senaristi! | Open Subtitles | مجرد كاتب تلفزي آخر حقير وبدين! |
televizyon yıldızı işletme açıyor. | Open Subtitles | نجم تلفزي يقوم بالعطاء |
- Senin için olmaz. Hiçbir televizyon temsilcisi için olmaz. Merhaba, Ari. | Open Subtitles | ليس لك ولا لأي وكيل تلفزي مرحباً يا (آري) |
Vince için de zor bir gün oldu. Bugün bir televizyon dizisinden teklif aldı. | Open Subtitles | (فينس) كذلك عُرض عليه مسلسل تلفزي |
televizyon programı. | Open Subtitles | برنامج تلفزي |
- Hayır, televizyon filmi. | Open Subtitles | -فيلم تلفزي |